14 Aralık 2008 Pazar

"İsyandan" Hakkında

6 Aralık 2008 Gecesi, Polis Alexandros Grigoropoulos'u Atina'daki Eksarhia bölgesinde vurdu. Atina ve diğer pek çok yunan şehri o geceden beri yanmaya devam ediyor.

Bu blogun ilk amacı, sürmekte olan 2008 Yunanistan isyanıyla ilgili güncel bilgileri Türkçe olarak sağlamak. İkincil amacı ise 2008 Yunanistan isyanını anlamak. Şu anda gerçekleşmekte olan bu tarihsel olayı doğru anlayabilmenin; ekonomik, politik ve kültürel tahakküm biçimlerine karşı isyanın sürekliliğinin, toplumsallığının oluşma biçimleri ve şekilleri konusunda bilgimizi artıracağını ve radikal toplumsal bir dönüşümün tabanını hazırlayacağını düşünüyoruz.

Bu blog, dayanışma ve gönüllülük prensibiyle çalışır ve katılımınızı bekler. Yunanistan'daki isyanla ilgili anti-otoriter perspektifli her tür haber, çeviri ve yazı blog da yer alabilir. Katkılarınızı yollamak ya da iletişime geçmek için isyandan@gmail.com mail adresini kullanabilirsiniz.

Kardeşimsin Alexandros Grigoropoulos

Otoriteye karşı mücadele sürüyor.

12 Aralık'ta Olan Bitenlere Dair Raporlar

Yunanistan:

#18, 18:40: 13-yaşında bir kız vahşice gözaltına alındı; katilin
avukatının bürosu saldırıya uğradı; lise öğrencileri mücadeleyi
sürdürüyor ve hedef alındılar
Cuma, 12 Aralık 2008
Bugünkü gösteri sonuna yaklaşmak üzereyken, isyan polisleri Atina'daki
Korai Caddesi'nde saldırarak, en az dört öğrenciyi gözaltına aldı.
Gözaltına alınanlardan birisi 13 yaşında bir kızdı; vahşice gözaltına
alınmasına tepki gösteren gazeteciler de ağır biçimde dövüldüler.
Bunun öncesinde, Alexis Kougias'in (katilin avukatının) bürosu yerle
bir edildi.

Lise öğrencileri ülke genelinde ve Atina mahallelerinde yeni
gösteriler de gerçekleştirdiler. Devlet mekanizmasının  üzerlerindeki
saldırısı tam gaz devam ediyor: Bugün erken saatlerde, kayıt-dışı
pilaka taşıyan (yani sivil polislere ait olan) bir otomobil
Atina-Ilioupolis'teki lisenin önünde iki öğrencinin üzerine sürüldü,
[öğrencilerin] her ikisi de yaralandı.

Bugün olan-bitenlerin daha ayrıntlı bir özeti, umarız ki olayların
buradan sonra nereye gidebileceğine dair düşüncelerle birlikte,
birazcık dinlendikten sonra gelecek!


#17 15.34 ATİNA: Parlamento gösterisi sona erdi, işgal altındaki
üniversitelere geri çekilindi
Cuma, 12 Aralık 2008
15.34 Gösteri sona erdi ve işgal altındaki üç üniversiteye geri
çekilerek, domuzları beklemeye başladık. Hukuk fakültesinin dışında
bir jip yanıyor. Birazdan burada olurlar.

15.46 İsyan polisleri hukuk fakültesine ulaştı. Taş ve molotof
yağmuruna tutuldular ve geri çekildiler. Bir jip ve bir isyan polisi
alevler içinde.


#16, 14.13 Parlamentodaki Öğrenci Gösterisi
Cuma, 12 Aralık 2008
14.13 Atina'daki öğrenci gösterisi geniş katılımlı, en az 5-6,000
kişi. Liseli çocukların ablukası izlenmesi gereken inanılmaz bir şey.
"Bizi de vurun!" sloganı atıyorlar. Şimdi parlamentoya ulaşıyoruz.

14.30 polislerle karşı karşıyayuz. Devasa bir göz-yaşartıcı gaz
yoğunluğuyla yanıt veriyorlar. İnsanlar direniyor. "KATİLLER!" Daha da
fazla insan geliyor. En az 10.000 kişi olmalıyız.


#15, 12:17 Atina: Görülmedik iş
Cuma, 12 Aralık 2008
Balistik inceleme raporunun bugün çıkması bekleniyor. Medyaya
geçtiğimiz günlerde "sızan" haberler, raporun Alexandros'un doğrudan
atış değil kurşun sekmesi sonucunda öldürüldüğünü iddia edeceğini öne
sürüyordu (ki bu tüm görgü tanıklarının söylediklerine aykırı
düşüyor). Kendi hükümlerini verdiler bile - ama bizler de verdik:
İşgal altındaki Atina Ekonomi ve İşletme Fakültesi'ne, üzerinde
"Cougias" (katilin avukatı), "git kendini sektir" yazan devasa bir
pankart asılacak.

Öğrenci gösterisi şu an Propylea'da başlıyor. Oraya yöneliyorum ve
sokaktan bildirmeye devam edeceğim.


#14, 11:57: Patras'tan video, kuşatılmış Atina polis karakollarından rapor
Cuma, 12 Aralık 2008
http://patras.indymedia.org/local/webcast/uploads/2008/12/patra-11dec2008.flv

Patras'taki gösteriden video. Şunu da ekleyelim: Gösteri çağrısı
(anarşist&solcu) "parartima" işgalcileri (üniversitenin kent
merkezindeki şubesi) tarafından yapılmıştı. Bu son çağrılarıydu.
"Normal" şartlarda, 100-200 kişi yanıt verirdi. Ancak, normal günler
yaşamıyoruz: Dün Patras'ta 5-6.000 kişi sokakları doldurdu…

Atina'da, dün bildirildiği şekilde, en az 25 polis karakolu lise
öğrencilerinin kuşatması altındaydı. Petroupoli karakolu yedi saatten
fazla süre boyunca kuşatıldı ve ön-cephesi molotof kokteylleriyle
tümüyle yakıldı. 3 öğrenci gözaltına alındı, ancak kalabalık serbest
bırakılma taleplerinde başarıya ulaştı, bir süre sonra iki öğrenci
daha gözaltına alınınca da aynısı oldu, dışarıda dayanışma gösteren
insanların baskısı sonucunda yine serbest bırakıldılar (bütün bunlar
indymedia raporlarına göre).

Erken saatlerde, anarşistler ana-akım radyo istasyonu Flash FM'i işgal
ederek, yarım saati aşan bir süre kendi mesajlarını yayımladılar.


#13 Yarından ne beklemeli (12.12.2008)
Yurtdışından dostlar arıyor. "Bitti mi?" biz buna olsa olsa güleriz -
Ne demek, bitti mi? Yeni başlıyor. Bazı yoldaşlar Atina'daki Agios
Dimitrios banliyösünün belediye binası işgalinden getirdikleri
inanılmaz öykülerle, Atina Ekonomi Fakültesi'ne (üssümüze) geri
döndüler. Bir önceki postada belediye binasının anarşistler tarafından
işgal edildiğini bildirmiştik. Yanlış: Belediye binası, şimdiye kadar
yaptıkları açıklamalar, en "sağlam" anarşist metinleri bile kolaylıkla
alt-edebilecek olan, yerel halk tarafından işgal edildi.  "Bu bir iç
savaş", diyorlar. "Alexis, umarız senin kanın dökülen son masumun kanı
olur". Bölgenin çalışanlar komitesinin yayımladığı açıklamanın
tamamının bir kopyası elimizde ve yarın çevireceğiz. Açıkça
denilebilir ki, tarihi bir belge.

Yarından (12.12) ne bekleneceğine gelince. Öğlen saatlerinde Atina'da
başka bir kitle gösterisi çağrısı daha var. 21:30 için bir "devrimci
alleycat yarışı" çağrısı var. Sloganı: "Kaosa katkıda bulunmak için
gel!". Üniversite öğrencilerinin çoğu işgale devam edip
etmeyeceklerine karar vermek için bölüm [meclis] toplantıları
gerçekleştirecekler (elbette ki, çoğu devam edecek) ; lise
öğrencilerinin de geçtiğimiz günlerde olduğu gibi mücadeleyi
sürdüreceğini umuyoruz (ve eğer şu ana kadar aldığımız bilgiler
doğrulanabilirse, planlarına göre, yarın için bizlere harika bazı
sürprizleri olabilir).

"Bu bitti mi?" Tam olarak nasıl bitebilir ki? Eğer Alexandros'un
katili pişmanlık duymazken ve yaptığı yanına kâr kalacak gibiyken.
Domuzlar kışkırtmayı sürdürürken. Siyasi önderleri cezasız kalırken.
Normale dönmemiz, unutmamız, sokaklardan çekilmemiz için tek bir
kanıt, tek bir neden var mı? Hayır. Artık geri dönüş yok.



[Kaynak: http://www.occupiedlondon.org/blog/ - Çeviri: Ainfos Türkçe ]
________________________________________

11 Aralık'taki gösterilere ilişkin bilgiler

Yunanistan

21:41 ATİNA, PATRAS, SELANİK, GÜMÜLCİNE: Faşistler ve polisler hak
ettikleri tepkiyi aldı

Perşembe, 11 Aralık 2008

Atina - 2-3000 kişi Hukuk fakültesi işgalcilerinin çağrısına uyarak
gösteri için sokakları doldurdu. Polisler ilk kez çok pasif
görünüyordu. Gözyaşartıcı gazlarının bittiği, bu nedenle bugün pasif
rolünü oynadıkları yolunda söylentiler var. Göstericilerin önemli bir
bölümü polis barikatlarının önünden geçerken ağız dalaşı yapıyor,
onlara taş ve boya fırlatıyor.

Patras - Üniversite işgalcilerinin çağrısıyla ve son yaşanan eşgüdümlü
polis & faşist saldırılara tepki olarak 5-6000 kişi sokaklara çıktı.
Bir görgü tanığna göre: "Katıldığım en güzel gösterilerden birisiydi.
Atmosfer hakikaten inanılmazdı, benzeri görülmemiş sayıda insan
sokaklardaydı... Sivil sürüleriyle birlikte isyan polisi halen
sokaktaydı, ancak göstericilerin fazlalılığı nedeniyle bugün çok daha
zayıf görünüyorlardı".

Selanik görgü tanığının anlatımı: "Selanik Tiyatro Okulu
işgalcilerinin çağrısını yaptığı gösteri 500 kadar kişiyle başladı.
Ancak lise öğrencilerinin katılımı sürdü, böylece kentin emekçi
banliyölerinden yürüyen 1500-2000 kişiye ulaştık. Polisler kışkırtmaya
çalıştı ama olanaksızdı. Bugünkü gösterideki en inanılmaz şey,
hepimizin beklediğinin, anarşistlerle lise öğrencilerinin buluşmasının
gerçekleşmesiydi."

Gümülcine - Atina IMC'ye kentteki [üniversite] kampüsünde kuşatılan
öğrencilerin çıkmayı başardığı yolunda raporlar geliyor. Komşu İskeçe
kentinden gelen öğrencilerin dönüş yolundalar; yerel öğrenciler de
kampüsten ayrıldılar. Gösteriyi demir çubuklar ve bıçaklarla takip
eden faşistler, siviller vs, mazeretsiz ve karşı taraftan herhangi bir
kışkırtma olmaksızın öğrencilere saldırıp kuşatmışlardı. No passaran…

Kaynak: http://www.occupiedlondon.org/blog/

[çeviri - Ainfos Türkçe]

"20 Aralık" Devletin Cinayetlerine Karşı Uluslararası Eylem Günü

"Unutmuyoruz, affetmiyoruz" - devletin katillerine karşı uluslararası
eylem günü, 20.12.2008

Bugün (Cuma), işgal altındaki Atina Politeknik meclisi, katledilen tüm
gençler, göçmenler ve devletin uşaklarına karşı mücadele edenlerin
anısına, Avrupa'da ve küresel-ölçekte direniş eylemleri çağrısı
yapmayı kararlaştırdı. Carlo Guliani; Fransız banliyö gençleri;
Alexandros Grigoropoulos ve dünyanın dört bir yanındaki sayısız
diğerleri için. Yaşamlarımız devletlere ve katillerine ait değil!
Katledilen kız ve erkek kardeşlerimizin, dostlarımızın ve
yoldaşlarımızın anısı mücadelelerimizde yaşıyor! Kardeşlerimizi
unutmuyoruz, katillerini affetmiyoruz. Lütfen dünyanın olabildiğince
çok yerinde eşgüdümlü direniş eylemleri için ortak bir gün çağrısı
yapan bu mesajı çevirin ve yayın.

Orijinal çağrı metni:
http://athens.indymedia.org/front.php3?lang=el&article_id=943356

İngilizce çağrı metni:
http://www.occupiedlondon.org/blog/2008/12/13/we-dont-forget-we-dont-forgive-day-of-international-action-against-state-murders-20122008

(Not: "Eylem Duyuruları" konu başlığı altından düzenlenecek yerel eylemleri görebilirsiniz. Eğer Eylem düzenleyecekseniz bize haber verin.)

Rusya, Moskova'da Yunanistan ile dayanışma eylemleri

Dün (11'i Perşembe) Moskova'da 150 kişi yürüdü, 2 farklı eylem vardı -
ilki geçen Nisan'da gençlere karşı polis vahşetine sahne olan yerel
polis karakolunun bulunduğu Sokolniki'deydi (olay protestoları yeniden
kışkırttı), ardından Leonteyevsky yan caddesindeki Yunan
büyükelçiliğinin yakınındaki merkezde (yeraltı anarşistlerinin Lenin'i
1919'da havaya uçurmaya çalıştığı caddede).

(Pek iyi olmasa da) bazı fotoğraflar:
http://www.avtonom.org/index.php?nid=2106

Video:
http://grani-tv.ru/images/fp/FlowPlayerWhite.swf?config=%7Bembedded%3Atrue%2CbaseURL%3A%27http%3A%2F%2Fgrani%2Dtv%2Eru%2Fimages%2Ffp%27%2CshowFullScreenButton%3Atrue%2CfullScreenScriptURL%3A%27http%3A%2F%2Fgrani%2Dtv%2Eru%2Fimages%2Ffp%2Ffs%2Ejs%27%2CskinImagesBaseURL%3A%27http%3A%2F%2Fgrani%2Dtv%2Eru%2Fimages%2Ffp%2F%27%2CautoRewind%3Atrue%2Cloop%3Afalse%2CautoPlay%3Atrue%2CautoBuffering%3Afalse%2CplayList%3A%5B%7Burl%3A%27http%3A%2F%2Fgrani%2Dtv%2Eru%2Fatt%2Fentry%2D558%2Dpreview%2Dimage%2Ejpg%27%2CoverlayId%3A%27play%27%7D%2C%7Burl%3A%27http%3A%2F%2Ffiles1%2Egrani%2Dtv%2Eru%2Fatt%2Fentry%2D558%2Dvideo%2D1024%2Eflv%27%7D%5D%2CinitialScale%3A%27scale%27%2CusePlayOverlay%3Atrue%7D"

Kaynak: a-infos-tr@ainfos.ca

Polonya'daki Dayanışma Eylemleri

Polonya'daki Yunanistan isyanıyla Dayanışma Eylemleri

12 Aralık'ta Varşova'daki Yunan Büyükelçiliği önünde başka bir
dayanışma eylemi daha gerçekleştirildi. Anarşistler protestocularla
dayanışma sloganları attılar ve Alexandros-Andreas Grigoropoulos
anısına yakılan mumları tazelediler. Eylemi düzenleyen grupların (ZSP,
LA, WRS) üyeleri, yoldan geçenlere, yerel halka ve (büyükelçiliğin
sokağının karşısındaki) Senato bürosundan insanlara Yunanistan'daki
durumla ilgili konuşmalar yaptılar. Anarşistler protestocların
yalnızca Grigoropoulous'un katledilmesine bağlı olmayıp, aralarında
neoliberal reformların gündeme getirilmesi, sınıf ayrımlarını
genişleten eğitim sistemi ve ayrıca devlet ve polis gücünün yetkisini
kötüye kullanmasının da yer aldığı Yunanistan'daki pek çok soruna
karşı mücadelenin bir parçası olarak devam ettiğini vurguladılar.
Konuşmacılar olayların Polonya medyasında sunumunu da eleştirdiler.
Daha sonra, akşam saatlerinde Varşova'da çeşitli yerlere dayanışma
pankartları asıldı.

13 Aralık'ta büyükelçilik önünde ve 17 Aralık'ta da üniversitede yeni
eylemler listeye eklenmiş bulunuyor.

Diğer kentlerde de eylemler planlanıyor. Bugün (13 Aralık) Katowice'de
bir gösteri/bilgilendirme etkinliği gerçekleştirilecek ve sonraki gün
Wroclaw'da da benzeri bir etkinlik var.

Kaynak: a-infos-tr@ainfos.ca

Polis Alman anarşistleri soruşturuyor.

Polis Atina protestosu gerekçesiyle Alman anarşistleri soruşturuyor

Dresden, Almanya - Alman polisi, doğudaki Dresden kentinde, Salı
geceyarısı gerçekleştirilen Atina isyanlarıyla bağlantılı protestolar
sırasında anarşistlerin verdiği zararla ilgili olarak soruşturma
yürütüyor.

20 ile 30 arasında siyah-giyinmiş Atina anarşisti sempatizanı önce
bildiri dağıttı. Daha sonra gruptan bazıları kent sokaklarındaki çöp
kutularını tekmeleyip inşaat demirlerini devirerek bir polis aracının
öncamını kırdılar. Polis kimliklerini ortaya çıkarmaya çalışıyordu.
Başkent Berlin'de, kendilerini anarşist olarak tanımlayan
protestocular Pazartesi günü Yunan büyükelçiliğini işgal etmişti.

________________________________________

Kaynak : A-infos-tr@ainfos.ca

İstanbul'daki eylemde okunan bildiri

Atina dayanışması- İstanbul'daki eylemde okunan bildiri

[Bugün (10.12.2008) İstanbul'da Yunanistan'daki protestolarla
dayanışma amacıyla Yunan konsolosluğu önünde gerçekleştirilen eylemde
okunan bildiri:]

Yunanistan devletinin polisi 6 aralık günü 16 yaşındaki Alexandros'u öldürdü.
Öldürdü çünkü; Alexandros kapitalizmin sömürü ve tüketim çarkının bir
parçası olmayı kabul etmedi.

Öldürdü çünkü; Alexandros iktidarın ve mülkiyetin olmadığı, paylaşma
ve dayanışmanın esas olduğu, otoriteyle uzlaşmayan insanların
oluşturduğu bir kültürün parçasıydı.

Öldürdü çünkü; Alexandros bir anarşistti.

Öldürdü, çünkü polis öldürür.

Aynı günlerde Türkiye devletinin zabıtası da bir başka genci, 13
yaşındaki Bülent Çalıkıran'ı öldürdü.

Öldürdü çünkü; Bülent bayramda pantolon alabilmek için mendil satıyordu.

Aynı devletin polisi, 10 ekim günü Engin Çeber'i işkenceyle öldürdü.

Öldürdü çünkü; Engin arkadaşını vuran polis hala tutuklanmadığı için
protesto eylemindeydi.

Öldürdüler; çünkü BÜTÜN DEVLETLER TERÖRİST, BÜTÜN POLİSLER KATİLDİR.

İktidar kardeşlerimizi öldürüyor, bu koşullarda isyan kaçınılmazdır.

"POLİS HERYERDE ÖLDÜRÜR."
________________________________________

Atina'dan: bizim yüzyılımız başlarken...

Merhaba...

Şu an gümbür gümbür Keny Arkana dinlediğimiz İktisat Fakültesi
işgalinde (http://katalipsiasoee.blogspot.com/), enformasyon noktası
olarak kullandığımız mekanda, eldeki verileri derli toplu kılmaya
çalışıyoruz.
Ne mümkün! Yarın isyanın 1. haftasına giriyoruz ve bu süre içinde olan
bitenlerin bir listesini tutmaya kalksak başa çıkamayacağımız ortada.
Diğer yandan insanın kaleme kağıda dokunası gelmiyor. Nefes almayı ve
isyanda olduğumuz bilincini bir an olsun yitirmemek, tadını
çıkarabilmek için.

Yine de bilgilendirme adına üzerimize düşen tek şey çeviriler değil.
Elbette size nasıl hissettiğimi anlatabilmem zor. En azından birkaç
gözlemde bulunmak ve size bulunduğumuz noktanın tarihsel ciddiyetini
hatırlatmak istiyorum.

Agyos Dimitrios'ta Halk Meclisi'nin Özgür Belediyesi'yle
(http://katadimadim.blogspot.com/) birlikte başka bir sürece
girdiğimizi düşünüyorum. İşgaldeki Yoannina şehri Belediyesi'ni ve
Halandri Belediyesi'ni de bu listeye ekleyelim. İlerleyen günlerde
yeni belediyelerin de doğrudan demokrasi alanına geçeceğine
inanıyorum. İsyanın attığı en büyük adımlardan biri bu. Doğrudan
demokrasi, isyandan devrime doğru atılmış en ciddi adım olarak
görünüyor gözüme. Bugün yapılan açık toplantılarda tartışılan eylem
programlarına baktığımızda, ya da dünyaya Atina'dan baktığımızda,
sadece biçimsel bir hamleden bahsetmediğimiz de ayan beyan olacak.

300 kadar yoldaşın katıldığı bir genel toplantıda, ifade edilen
verilere bakacak olursak, halihazırda Atina'nın ticari kapasitesinin
yüzde 10'u tahrip edilmiş durumda. Toplam nüfusun binde 5'inin,
politik aktivite içindeki nüfusun yüzde 3.4'ünün eylemlerde yeraldığı
türünden hesaplar ifade edildi. Bunlar büyük ihtimalle basında yeralan
veriler. Yani bir yandan sistem hükmünü sürüyor. Ama yeni olan bu
değil. Yeni olan, adım adım ilerleyen isyan.

Her ne kadar dünya egemenleri hükümeti daha sert önlemlere zorlasa da
hükümetin yapabileceği fazla birşey yok. Böyle durumlarda çözücü
faktör olarak devreye soktukları polis halk tarafından defterden
silindi. Hükümet, vahşi bir hayvana sükunet enjekte etmenin yollarını
arıyor. Yeni bir ölüm haberinin yıkım olacağını onlar da biliyor.
Fakat o ölüm haberi Melbourne'dan geliyor. Mücadelenin küreselliğini
anlatmak isteyenlere, saldırının küreselliğini hatırlatır gibi. Yine
15'inde bir çocuk, yine polisler tarafından öldürülüyor.

Danimarka'da 62 yoldaşımız gözaltında. Meksika'da yoldaşlar polis
merkezini patlatıyorlar dayanışma için. İtalya
(http://athens.indymedia.org/front.php3?lang=el&article_id=941324) ve
İspanya'da (http://athens.indymedia.org/front.php3?lang=el&article_id=939924)
ilk kıvılcımları çakıyor isyanın. Eylemlerin yapıldığı şehirleri
yazmak bile yorucu görünüyor. Ve sizden ricam, bunu Yunanistan isyanı
olarak görmekten ve dayanışmaktan vazgeçmeniz. Yunanistan'da isyanı
bir günde bastırabilirler. Ama ertesi gün Paris'te karşılaşacağınız,
aynı isyandır. Bu isyan yüzyıl sürecek arkadaşlar. 99 yıl toprağın
altına çekilse de 100. yıl yeniden çıkacak ortaya. Bu bizim isyanımız,
dünyanın dört yanında yoldaşları ve düşmanları olanların isyanı. Biraz
empati, dayanışmacı rolünü unutturacak ve ateşi, içinizdeki ateşi
sokağa taşımanız gerektiğini farketmenize yetecek.

Tarihin en net çizgilerle ayrılan sınıfsal isyanı içinde olduğumuza
inanıyorum. Dahası, tüketim toplumuna ve teknolojiye karşı bu kadar
ciddi bir saldırının daha önce yaşanmamış olduğuna inanıyorum. Bu
yüzden, ihtiyarların 'şiddet' edebiyatı karşısında sabırlı olun. Onlar
çok acı çektiler ve içleri katranla doldu. Nerede ışık görseler orayı
çamurla sıvamaya kalkıyorlar. Bu sefer güneşi sıvamaya kalkıyorlar.
Bizim onlardan naçizane farkımız, şiddetin sadece dinamik değil,
kinetik de olabileceğini anlamış olmamız.

Yani bütün o doğrudan demokrasi alanları bir günde ortadan
kaldırılabilirler. Bunu biliyoruz. Mesele şu ki bunlar bir hafta önce
yoktu. Ve sesimize dünyanın dört bir yanından yankı gelmeseydi, isyan
bu aşamaya bile gelemezdi.

Hepimiz gördük ki, 3-5 kişi değiliz. Yalnız değiliz. İçinde
bulunduğumuz tarihsel noktanın önemi işte bu. Hayallerimizi
gerçekleştirebilecek kadar çoğuz. Yeterki kıvılcım çaksın.

Derin bir nefes alın arkadaşlar. Bizim yüzyılımız asıl şimdi başlıyor.

Yazar: Caner

Atina'da olan bitenlere dair bir rapor

(Athens Comrades 11.12.2008 22:58)

>Ein Bericht von Athen ...
>Viva die Insurrection. ..

>Gelecegin resmiyiz...
>Yaşasın isyan...

atina duvarlarindan bir slogan

11 Aralik guncellemesi

bugun 22 Atina nin bir cok yerinde 22 polis istasyonu cogunlugu
ogrencilerden olusan gruplarca saldiriya ugradi
merkezdeki buyuk gosteride anarsistler, ve solcularin yaninda
sehir merkezinden bir cok insan vardi. bir cok polis karsiti slogan,
otorite karsiti slogan, polislerin avukatina karsi sloganlar,( o
avukat uyusturucu kacakcilarina yardim ettigi icin oldukca iyi taninan
insan) sehir merkezi islemiyor su anda. dukkanlarin cogu yakilip
yikildi. ayaklanmalarda ayrica trafik isiklarida yikildi ve bu harika
cunku ne zaman yuruyeceginize kendiniz karar veriyorsunuz.
sehirmerkezinin yakildigini gormek harika bir sey... polis 400 den
fazla dukkanin yikildigini soyluyor. patission caddesinde 2 universite
hala isgal edilmis durumda. politeknik universitesi yunanistandaki
sosyal mucadelenin sembolu olarak polis tarafindan kontrol edilemiyor.
liseli cocuklar ve hatta daha gencleri (10 yasinda olanlar bile var!)
politeknik universitesine gelerek polisle catisiyorlar. ayni zamanda
cok sayida gocmen! bazi junkie ler ve holiganlar da katildilar.. . bu
gercekten eglenceliydi cunku 9-10 yasinda ki cocuklar gelerek
insanlara "hey bayim lutfen bize molotof kokteylinin nasil
yapilacagini ogretin..." diyorlardi. bazi cok sert ayaklanmalarda
universiteli erkekler ve kadinlar birbirlerini opup elliyorlardi.
etraftaki sokaklar yaniyordu. atina'nin silicon vadisi, stournari
sokagi icindeki cok sayida dukkan ile birlikte yakilip yikildi.
bilgisayarlar yagmalandi, cogu bilgisayar yakilip yok edildi. plasio
adindaki 3 katli bilgisayar dukkani yakilarak yokedildi.
anarsisler, otonomlar atina ekonomi universitesinde bulustular. iki
universite birbirlerine yakinlar, konusmalar icin yerimiz ve
yiyecegimiz oldugu icin oldukca eglenceliydi. yiyecekler bittiginde
bir markete giderek yagmaliyorduk, bir kismini sokaktaki insanlara
veriyor kalanini universitede kullaniyorduk. medya merkezimiz de
kuruldu hemen, internet sitemiz ve radyomuz faaliyete gecti,
bildirileri ve duyurulari basmak icin organize olduk. yeni hukuk
fakultesi de solcular tarafindan isgal edilmisti, onlar daha
radillesmislerdi solculardan beklenebilecegi gibi.
Exarchia cinayeti meydana geldigi bolge, hala barikatlarla cevrilmis
durumda. bolgenin girisindeki mpenaki sokaginin ortasinda yanan bir
araba var. polis ve naziler birlikte hareket ederek geceleri
gocmenlerin yagmaya cikmasini engellemeye calisiyorlar. gelecek
gunlerde de olaylarin surmesi bekleniyor. yeni okul ve universite
isgalleri bekleniyor. isciler grevde degil, ve sendikalar ve sol
partiler bizleri oldukca engelliyor. lanet olsun bunca yil sonra bile
hala aynilar. biliyorsunuz ki kapitazmi engelleyip uretimi
durdurmalisiniz. bir cok insan gozaltina alindi ve devlet onlara karsi
anti-teror yasalrini uygulamak istiyor, fransa'daki Tarmak 9 a
yapildigi gibi... sanirim simdi herkes bu yasalarin kimlere karsi
yaildigini goruyordur. icdusmanlara karsi....
sehir merkezinin kismi bir ozerklige kavustugunu soyleyebiliriz. ve
polis iceri giremeyecek. .. dunyadaki yoldaslar, ulkelerinizde
yapacaginiz dayanisma eylemleri bizleri guclendirecektir. bizden
gercekten korkuyorlar, bize inanin sizlerin hayal bile edemiyeceginizi
biz acikca goruyoruz kitaplarda okudugumuz kiyamet gercekten var, emin
olun, onu yasiyoruz. gercekten harika bir olay bu, emin olun..
bir gecede "normal" ve "gerceklik" oldu...
yakında sizlerin ulkelerinizde de olacak...
planlarinizi hazirlayin..
hazir olun

Çeviri: D.Ö.


[Orijinali http://de.indymedia.org/2008/12/235761.shtml adresinde
bulunan bu çeviri metin "savaskarsitlari" email listesinden
alınmıştır.]

Yunanistan’da olaylar devam ediyor

Atina'da 6 Aralık gecesi 15 yaşındaki Aleksis Grigoropulos'un bir
polisin açtığı ateşte yaşamını yitirmesinin ardından başlayan protesto
gösterileri bugün de devam etti.
AA - Güncelleme: 17:22 TSİ 13 Aralık 2008 Cumartesi
ATİNA - Başkent Atina'da ikisi kent merkezinde olmak üzere dört
gösteri düzenlenirken, göstericileri kordon altında tutmak isteyen
güvenlik ekipleri ile protestocular arasında yer yer kısa süreli
çatışmalar yaşandı.

Gösterilerini Noel'e kadar sürdürme kararı aldıklarını açıklayan orta
öğretim ve üniversitelilerin oluşturduğu öğrenci grupları, önümüzdeki
günlerde derslere girmeme, sonrasında Noel nedeniyle tatile girecek
olan okullarını işgal etme, kent merkezlerinde yolları kapatma ve
gösteriler düzenlemeyi programladıklarını bildirdiler.

Söz konusu program çerçevesinde bu akşam Atina merkezinde iki gösteri
daha yapılacağı kaydedilirken, metro istasyonlarında toplanacak olan
öğrenci gruplarının, gençleri, süregelen durum hakkında
bilgilendirecekleri kaydedildi.

Söz konusu "ayak üstü bilgilendirme toplantılarının" kent merkezindeki
"Omonia" Meydanına uzanacak gösteri yürüyüşüyle noktalanacağı
açıklandı. Aynı gösterilerin Selanik ve Hanya kentlerinin yanı sıra
bir çok kentte daha yapılmasının planlandığı da belirtildi.

Gösterici grupların haftalık planlarını da sundukları gündemlerine
göre, Atina'da Pazartesi günü, "Aleksandras" caddesinde yer alan polis
merkezi önünde oturma eylemi yapılacak. Aynı eylemin ülkenin başka
kentlerindeki polis merkezleri önünde de eşzamanlı olarak
düzenlenmesinin beklendiği belirtildi. Salı günü Atina kent merkezi
ile ana caddelerini gösterilerle kapatma kararı alan protestocuların,
Çarşamba günü de Atina Adliyesi önünde gösteri yapmayı planladıkları
açıklandı.

Farklı kentlerde olsalar dahi, geçen günlere göre daha örgütlü
oldukları gözlenen göstericilerin, önümüzdeki Perşembe günü ülke
genelinde bir protesto gösterisi yapacakları kaydedildi.

BALİSTİK İNCELEME HAFTAYA AÇIKLANACAK
Öte yandan, basın yayın organları, Grigoropulos'un ölümüne yol açan
merminin balistik incelemesinin sonuçlarının önümüzdeki hafta
açıklanmasının beklendiğini duyurdular. Haberlerde, mermi üzerinde
yapılan incelemelerden edinilen verilerin, doku mikro zerreleri
haricinde beton örneğine de rastlandığını ortaya koyduğu, bunun
kurşunun Grigoropulos'a saplanmadan önce çevredeki binalardan birine
çarpmış olması olasılığını bir kez daha gündeme getirdiği iddia
edildi.

Basın yayın organları, Grigoropulos'un yaşamını yitirmesine yol açan
ve Atina Koridalos cezaevine nakledilen polis memuru Epaminondas
Korkoneas ile çalışma arkadaşı polis memurunun, henüz belirlenemeyen
bir nedenle Atina'nın yaklaşık 200 kilometre kuzeyindeki Lamia
kentindeki Domoko cezaevine nakledildiklerini duyurdular. Haberlerde,
Korkoneas'ın avukatı Aleksis Kuyas'ın Atina kent merkezinde bulunan
bürosuna dün akşam düzenlenen saldırının ise güvenlik güçlerinde
endişe yarattığı belirtildi. Kuyas'ın bürosu dün akşam maskeli
şahıslar tarafından basılmış ve çalışan personel dışarıya
çıkarıldıktan sonra bürodaki bilgisayar ve benzeri cihazlar ile arşiv
tahrip edilmişti.

TELEVİZYON VE RADYOLARA ÇAĞRI
Bu arada, Yunanistan Radyo Televizyon Üst Kurumu (ESR), televizyon ve
radyoları, olaylarla ilgili haberlerinde dikkatli olmaya çağırdı. ESR,
şiddet içeren karelerin haber bültenlerinde, "toplum dışı aşırılıklara
gidilmesi yolunda cesaretlendirici" olmaları olasılığı dikkate
alınarak yayımlanmasını, polis ve sorgu ekiplerinin görüntülerinin
ekranlara yansıtılmasından kaçınılmasını, inceleme sürecinde delil
teşkil eden belge ve diğer verilerin kamuoyuna sunulmamasını talep
etti.

Öte yandan, bu sabaha karşı, Atina'nın güney semtlerinde, banka
şubeleri, iktidardaki Yeni Demokrasi Partisinin (YDP) bir bürosu,
Yunanistan telekomünikasyon şirketinin (OTE) bir şubesi ile bir
süpermarketin hedef alındığı saldırılar düzenlendiği bildirildi.

Kentin "Kalamaki" semtinde bulunan "Geniki", "Agrotiki", "Citi" ve
"Ethniki" bankalarının şubeleri, YDP bürosu, OTE şubesi ve
süpermarketin hedef alındığı saldırılarda, molotofkokteylleri ve ev
yapımı patlayıcı maddeler kullanıldığı kaydedildi. Saldırılarda ciddi
maddi hasar meydana geldiği belirtildi.

Kaynak: http://www.ntvmsnbc.com/news/468921.asp

Yunanistan'daki Gerginlik Güney Kıbrıs'ta

YUNANİSTAN'da 15 yaşındaki Aleksandros Grigoropulos'un geçen cumartesi
günü polis kurşunu ile ölmesinin ardından, başta başkent Atina olmak
üzere, öğrenci protestoları nedeniyle neredeyse savaş alanına dönen
Yunanistan'dan sonra, Rum tarafında olaylar meydana geldi.
Olayı protesto etmek amacıyla, 'Ay. Andoniyu Lisesi'ne mensup
öğrencilerin dün Limasol'daki Grivas Digenis Caddesi'nde
toplandıklarını bildirdi. Öğrencilerin, yolu 20 dakika boyunca
kapadıklarını, olayı sloganlar atarak kınadıklarını ve bir grup
öğrencinin çöp kovalarını ateşe verdiğini kaydedildi. Benzer protesto
gösterileri şehrin başka okullarında da meydana geldi. Güney Lefkoşa
ve Baf'ın ardından, Larnaka ve Paralimni'de de birtakım öğrenci
etkinlikleri meydana geldi. Dün de Ay Lazaru Teknik okulunda okuyan
yaklaşık 100 kadar öğrencinin Larnaka Polis Karakolu önünde toplanarak
Yunanlı öğrencinin ölümü sebebiyle protesto yaptı.

Kaynak: http://www.milliyet.com.tr/Dunya/SonDakika.aspx?aType=SonDakika&Kategori=dunya&KategoriID=&ArticleID=1026685&Date=11.12.2008&b=Halk
ayaklandi, hukumet sallantida&ver=69

Anarşist çocuklar, endüstri solcuları ve devletleri...

Cemil Ertem - 12.12.2008
Yunanistan'da olan olaylar küresel krizin, hiç şüphesiz, yeni bir
aşamasıdır. Bu kalkışmaya kadar herkes herhalde kriz manzarası olarak,
başını ellerinin arasına almış borsacıları, işlerinden çıkarılmış
bankacıları, sarı sendikalardan umudunu kesmiş otomotiv sektörü
işçilerini göreceğini zannediyordu. Ama işte krizin asıl manzarası
budur. Küresel emperyal yönetimin maddi işleyişini en iyi anlatan
düşünürlerden olan Foucault "polis demek her şey demektir" der. Polis,
yasama, devletin ekonomik gücünü temsil eden kurumlar ve ordu ile
birlikte hem o anki statükoyu temsil eder hem de onu, maddi bir güç
olarak, korur. Bu yüzden Yunanistan'da başlayan ayaklanmada polis
kurşunuyla ölen genç çok şeyi anlatmaktadır.

O son krizin vurduğu "herkestir" aslında. Detroit'deki otomotiv
işçileri, Berlin'deki beyaz yakalılar, Gebze'deki metal işçisi,
dünyanın her herhangi bir yerinde işletmesini kapatan çaresiz adam;
ama kriz mağduru herkes. Yunanistan'da olan biteni açıklamaya çalışan
–sol ve sağ taraftan- herkes iki şeye vurgu yapıyor: Birincisi –ki bu;
Karamanlis hükümetinin ve sağın resmî görüşü- bu olayları çıkartanlar
yağmacı ve fırsatçı gençler; bunları PASOK ve onun solundaki
radikaller kullanıyor. İkinci –vurgu- görüş ise geleneksel soldan
geliyor ve bunlar da Yunanistan'ın faşizme karşı direniş geleneğini
hatırlatıyorlar. Yalnız bu direniş geleneğine vurgu yapan eski
"solcuların" çoğu bu gençlerin birdenbire nereden çıktığına akıl sır
erdirmiş değil. Kendi partilerinden ya da örgütlerinden olmayan bu
çocukları tıpkı iktidar partisi gibi başıboş, şiddet meraklısı
lümpenler olarak nitelendiriyorlar.

Oysa olan biten, ne birkaç yüz yağmacı gencin muhalefet tarafından
kullanılması ne de o anlı şanlı Yunan direniş geleneğinin hortlaması.

Olan, spontane ama son derece bilinçli yeni bir küresel siyasi
hareketin ilk adımlarını atmaya başlamasıdır. Bunun eski ulus-devlet
sınırları içine politik yaşamını sıkıştırmış solla hiçbir alakası yok.
Bundan dolayı olaylara katılan gençlerin çoğu kendilerini "anarşist"
olarak tanımlıyorlar. Yani hiç sorgusuz "otoriteye" karşılar. Bu
otorite, solda da olsa karşılar sağda da olsa karşılar. Devlet
egemenliğine ve sınırlara karşılar. Bundan dolayı Yunanistan
kalkışması yalnız Karamanlis hükümetini hedef almıyor; çok daha
ötesini anlatıyor. Bugün Yunanistan'da PASOK'un solundaki muhalefet
önemli bir –yüzde 15'e yaklaşan- oy oranına sahip. Ama bu kalkışma
Karamanlis hükümetini hedef aldığı gibi, PASOK'u ve onun solunu da hiç
takmıyor. Dolayısıyla bu durum, çok yeni ve sistemin tümünü hedef
alacak kadar ciddi.

Dolayısıyla görüyoruz ki ve bu küresel kriz ortaya çıkartıyor ki,
ilkönce ulus-devletle sonra refah devleti ile sonra da neoliberal
paradigma ile ayakta duran emperyal/ ulus-devlet kapitalizmi sağı ve
solu ile iflas etti ve yolcu.

Şimdi kökü Fordist ve Taylorist üretim yöntemlerinden temellenen
Amerikan otomotiv sanayii nasıl iflas ediyorsa aynı şekilde Sovyet
devletçi kapitalist modernleşmesinden köklerini alan eski sol anlayış
da öyle iflas ediyor. Stalin 1946'da şöyle diyordu: "Sovyetler
Birliği, 50 milyon ton pik, 60 milyon ton çelik, 500 milyon ton kömür,
60 milyon ton petrol ürettiğinde, herhangi bir talihsizliğe karşı
kendini güvence altına almış olacaktır." Tamam, ürettiler bunları
sonra ne oldu; şimdi denebilir ki "Stalin yoldaş" bunu o günkü
koşullar için söylemiştir ve o günkü koşullarda doğrudur." O günkü
koşullar artık kimseyi ilgilendirmiyor; ben de tam onu diyorum; o
günkü koşullar bitti. New Deal de , Keynes de, ulus-devlet kalkınması
da, neoliberal paradigma da bitti. Bunu tümüyle ve özetle
"modernleşmenin" kesin olarak sona ermesi diye de okuyabiliriz.
Endüstriyel üretimin sonuna geldik.

Bu kriz hiçbir şey yapamasa bile, endüstri toplumunun sağı, solu,
ortası, kenarı ile bittiğini hem de daha yetmişli yıllarda bitmeye
başladığını bazı kalın kafalılara anlatacak.

Aslında Amerikan otomotiv sanayii bu kriz olmasa da batacaktı. Çünkü
hâlâ Fordizmin kalıntılarını barındırıyordu. Mesela Toyotizm bir
ölçüde bunun aşılmasıdır. Toyotizm üretimle tüketim arasındaki Fordist
iletişim yapısının tersyüz edilmesine dayanır. Yani Toyotizm sıfır
stok ilkesini ve doğrudan piyasa iletişimini öne çıkartır. Böyle
olunca üretim; piyasa araştırması, reklam ve gelişmiş bir finans
sistemi ile birlikte gider. Burada beyaz yakalı ile mavi yakalının
üretime katkısı eşitlenir; hatta hizmet alanı öne çıkar. Şimdi bu kriz
sonrası Toyotizme dayanan otomotiv firmalarının ayakta kalma şansı
var. GM gibiler, Amerikan hükümetinden isterlerse 100 milyar dolar
alsın, kaçınılmaz batacak.

Şimdi Yunanistan'da ayaklanan çocuklara bakıp "ya bunlar nereden
çıktı" diyen ya da "bunlar faşizme karşı direnen partizanların
torunları işte" diyerek bastonlarına tutunup ağlayan eski endüstri
modernleşmesinin solcuları da, tıpkı Amerikan otomotiv şirketleri
gibi, batıyorlar. Şimdi bizdeki bu tür solcular da tıpkı Amerika'daki
otomotiv sanayii gibi, devlet yardımı bekliyor. CHP gibi... Devletten
akıl fikir alıp hep birlikte yerel seçimlere girecekler.

Hadi bakalım; kim tutar sizi; kim kurtarır sizi...


Kaynak: http://taraf.com.tr/makale/3073.htm

Yunanistan'daki İsyanın Görmezden Gelinen Anarşist Karakteri

Ağırlıklı olarak Atina ve Selanik'te yıllardan beri çok ciddi anarşist
alternatif hayat pratikleri örgütleyen; işgal evlerinde ve komün
evlerinde kapitalizmden görece bağımsız bir hayat kurmaya çalışan;
yeri geldiğinde faşistlere karşı ırkçılık karşıtı eylemler düzenleyen
bir hareket var.


BİA Haber Merkezi - İstanbul
12 Aralık 2008, Cuma
Kürşad KIZILTUĞ-Gülkan AHISKA

"Kardeşimsin Alexis..."

Merhaba sevgili Foti ve Doğan,

bianet'teki "Yunanistan'da Gerçekten Ne Oluyor?" isimli yazınızı
okuduk. Yazının genel çerçevesi ve eylemcilerin hiç de kör şiddet
düşkünü vandallar olmadığı gerçeğini ve son derece bilinçli bir yeni
kuşak radikalizmin ve anti kapitalizminin cisimleştiğini ifade
edişinizi çok değerli buluyoruz. Bu minvalde Türkiye'deki basının
bilinçli saptırmasına karşılık isyancıların yanında yer almanız çok
değerli. Ancak yazıdaki şu ifade: "Bu gençlerin örgütlü solla,
anarşistlerle bağları oldukça esnek" ve yazının geri kalanında
anarşist hareketin varlığından bahsetmemenizde yanlış bilgilendirici
bir taraf buluyoruz

Ağırlıklı olarak Atina ve Selanik'te yıllardan beri çok ciddi anarşist
alternatif hayat pratikleri örgütleyen; işgal evlerinde ve komün
evlerinde kapitalizmden görece bağımsız bir hayat kurmaya çalışan;
yeri geldiğinde faşistlere karşı ırkçılık karşıtı eylemler düzenleyen
bir hareket var.

Sadece Yunanistan'da değil Balkanlara yayılmış ağlar üzerinden
haberleşerek koordine olan ve eylemcilik tecrübelerini aktaran; bu
minvalde Türkiye'li anarşistlerden bazılarının da uzun yıllardan beri
sürekli doğrudan temas kurduğu; tüm dünya anarşistlerince, gerekli
gördüklerinde bilinçli bir şekilde yalnızca mülkiyete yönelik şiddete
başvurmaktan çekinmeme özellikleriyle bilinen; kendi yerellerinde
otonomiye dayalı örgütlenmeleri ve daha ziyade affinity gruplar,
otonomlar veya kolektifler şeklinde var oluşlarıyla tanınan Yunanlı
anarşistler pek çok başka yerdeki anarşistlere de esin kaynağı
oluştururlar.

Sadece eylem fotoğraflarına bakıldığında bile hemen her yerde kara ya
da kara kızıl bayrakların görüldüğünü, tahrip edilen binalara bir çok
çember içine alınmış A sembolünün çizildiğini, saldırılan hedeflerin
dünyanın her yerinde anarşistlerin veya liberter anti-kapitalistlerin
ortak tutumuyla hedef alınan büyük şirket kapitalizminin simgesi olan
özel mülkler olduğunu da dikkate almak gerekiyor.

Balkan anarşist haberleşme ağlarından, Indymedia'dan, A-infos'tan,
savaş karşıtları türkiye mail grubundan ve Yunanistan'da bulunan
Türkiye'li bazı anarşist arkadaşlarımızdan düzenli ve çok sık
aldığımız bilgiler ve hem Türkiye'de hem de farklı ülkelerde bulunan
anarşist arkadaşlarımızın gönderdiği çeşitli haberler ve çeviriler,
birkaç gündür İstanbul'da bizlerle birlikte olan Atinalı anarşist
yoldaşlarımızın bize aktardıkları, yazınızda gösterdiğinizden farklı
olarak bu ayaklanmanın sokaktaki eylem boyutunun büyük oranda
anarşistlerce gerçekleştirildiğini doğruluyor.

Hatta Türkiye'deki burjuva basın bile sayıları küçültmeye çalışsa da
"anarşist" ya da "iktidar karşıtı" gruplardan bahsediyor, elbette
onları mümkün olduğunca amaçsız şiddet düşkünü vandallar gibi
göstermeye çalışarak.

Berlin'de, Paris'te, Londra'da ve çarşamba günü de İstanbul'da Yunan
konsoloslukları önünde anarşistlerin gerçekleştiği eylemler de bu
uluslararası dayanışmanın tesadüf olmayıp anarşistler arası bir
haberleşme ve eylemci dayanışması sürecinin sonucu olduğunu
göstermeli.

Amacımız hamasi bir anarşizm vurgusu yapmak değil. Yunanistan'daki
bütün hareketin anarşizmden mütevellit olduğunu da iddia etmiyoruz.
Fakat anarşizmin oradaki sosyal hareketler üzerindeki belirleyici
etkisini göz ardı etmemeniz gerek.

Bu kadar kalabalık eylemci toplulukların arkasında büyük bir parti
veya yekpare bir örgüt olmadan bu kadar hızlı karar alınması ve
şehirlerin isyan sahasına çevrilmesi, tam da anarşizmin karar alma ve
onu anında uygulama yönündeki doğrudan eylemci pratiğinin bir parçası.
Ancak bu boyut da anarşist hareketi tanımayanlar tarafından fark
edilmeden geçiliyor.

Amacımız günümüz anti kapitalist sosyal hareketlerine ve yeni
radikalizm biçimlerine çok ciddi oranda rengini veren anti-otoriter,
anti-hiyerarşik örgütlenme ilkelerinin, kapitalizme alternatif hayat
tarzı arayışlarının günümüz dünyasındaki en etkili esin kaynaklarından
birinin de anarşizm olduğunu ve Yunanistan'da sürmekte olan isyan
hareketinin anarşist karakterinin göz ardı edilmemesi gerektiğini
hatırlatmak.

Lütfen Türkiye'deki basının Yunanistan'daki eylemcileri
öcüleştirmesine karşı onların asıl ruhunu öne çıkarmaya çalışırken
gösterdiğiniz titizliğinizi bu konuda da gösterin.

İsyan ve dayanışmayla.(KK-GA/EÜ)


Kaynak: http://bianet.org/bianet/kategori/bianet/111324/yunanistandaki-isyanin-gormezden-gelinen-anarsist-karakteri