22 Ocak 2009 Perşembe

Anarşistler Yaşlı bir Kadına Destek İçin Para Topladı.

Anarşist İnisiyatif adlı bi grup, çatışmalar sırasında
büfesi hasar gören yaşlı bir kadına destek için para topladı.

http://www.canada.com/topics/news/world/story.html?id=1197837

Yunanistanlı Anarşistler Yaşlı Bir Kadının Büfesine verilen zararı ödediler.
Yayın tarihi: Salı 20 Ocak 2009
THESSALONIKI, Yunanistan, Büfesi yerel isyanda yanan yaşlı bir kadın beklenmeyen bir hediye aldı anarşistlerden, hayatını yeniden kurabilmesi için para

"Anarşistler olarak bizler şiddetten zarar gören bir komşumuza yardım etmemiz gerektiğini hissettik." Eleftherotypia gazetesine gönderdikleri açıklamada böyle diyen örgütün ismi Anarşist İnisiyatif

Yerel bir bankada özel bir hesap açan örgüt 74 yaşındaki Harikleia Ananiadou için 13.000 euro ($18,000) topladı.

Ayrıca "Yapabildiğimiz kadarını verdik, hatta belkide daha fazlasını, çünkü onun yaşında bir insanın hayatına yeniden başlamasının zor olduğunu biliyorduk." Angelioforos gazetesine inisiyatif üyesi Panagiotis Papadopoulos böyle dedi ve ekledi "Bu bizimde annemiz olabilecek bir kadınla yardımlaşma eylemiydi."

Ananiadou'nun büfesi Kasım ayında gençler ile polis arasında çıkan sokak çatışmalarda yanmıştı.

Hükümet geçenlerde bütün ülkeyi ele geçiren şiddet dalgasında zarar gören mülk sahipleri için bir zarar tanzim pakedi açıklamıştı. Olaylar aralık ayında bir gencin polis tarafından vurulmasıyla başlamıştı.

Fakat Ananiadou'nunda dediği gibi kendisi bundan faydalanamadı çünkü büfesi bir ay önce yanmıştı.

Yaşlı kadın şöyle dedi. "Ben sadece boş sözler duydum (devletten)... Kendimi çok şanslı hissediyorum çünkü bu gencler yardıma geldiler."


(c) Agence France-Presse 2009

18 Ocak 2009 Pazar

Yunanistan'daki Durumun Genel Özeti ve Dayanışma Eylemleri

Tutuklamalar

Eylemler ile ilişkili oldukları gerekçesiyle 6 aralık tarihinden beri 15 şehirde toplam 270 kişi mehkemeye çıkarıldı, 67 kişi tutuklanırken, ilk 3 günde yakalanan 50 göçmen ise 18 aylık hapis cezasının ardından sınırdışı edildi.Larissa’da gözaltına alınan 19 kişi ise terror karşıtı yasa kapsamındaki suçlar ile suçlandılar. Gözaltına alınan sayısız insan ise haklarında hiçbir işlem yapılmadan bırakıldı.
17 ocak tarihinde ülke çapında, Larissa’da tutuklananlar ile dayanışma gösterileri yapıldı.
Selanikte de bir kişi, patlamaya neden olmak, çete kurmak ve karakol yakmak suçlamasıyla tutuklandı.Perşembe akşamı sanığın bırakılması için tutulduğu karakolun önünde bir gösteri yapıldı. Bu kişi perşembe akşamı savcının karşısına çıkarıldı ve belki de mahkemeye çıkarılacak.

Özgürleştirilen Alanlar

Gazeteciler Sendikası halen genç insanlar ve medya çalışanları tarafından işgal edilmiş durumda. Aralık ayaklanmasıyla dayanışma yanında özel olarak çalışma koşulları konusuna odaklanıyorlar. Ve ana-akım medyayı eylemler hakkında farklı haberler yapması için zorluyorlar. Merkezde yer alan Zografou bölgesinin ana caddesinde bir café işgal edilerek eylem toplantıları için merkez olarak kullanılıyor. Ayrıca bu café karşı haber merkezi görevini de üstlenmiş durumda.
Konstantina Kouneva* ile Dayanışma
27 sendika çalışanı ve işvereni Evangelismos hastanesinin yönetim bürosunda Konstantinta Kouneva tedavi edilirken oturma eylemi yaptılar. Bu hastane de temizlik işlerinde Konstantina’nınki gibi taşeron firmaları kullanıyor.
Işçi sendikalarının merkezleri iki günlük işgalin ardından boşaltıldılar.
*Konstantina Kouneva, kadın, sendikacı, göçmen, yüzüne atılan asitle ağır yaralandı. Bu saldırı işverenle mücadelesi yüzünden meydana geldi.

Üniversiteler ve Liseler


Yunanistan genelindeki üniversitelerde çok sayıda genel öğrenci toplantisi alınıyor. 62 fakülte hala işgal altında, diğerleri ise komünist, sosyal demokrat ve yarı resmi öğrenci partileri yüzünden açık.
Perşembe günü bir cok Yunan şehrinde eğitimin konu edildiği bir eylem gerçekleştirilecek.
Pireas lisesi velileri, birçok öğrencinin dayak yediği ve hakim önüne çıkarıldığı kasım ayındaki okul işgalini terörize eden okul yönetimini protesto ediyor.
Atina İllioupolis’in 3. lisesinin öğrencileri, öğretmenlerin ceza olarak 4 öğrenciyi başka bir okula gönderme ve diğer 5 öğrenciyi de 5 gün okuldan uzaklaştırma kararına karşılık okullarını işgal ettiler. Öğrenciler ayrıca okulun dışındaki gözetme kameralarını da protesto ediyor.

İşçilerin Mücadelesi

Geçen ay Larimna’daki demir çelik fabrikasında çalışan 120 işçi işten atıldı.
Atina televizyon kanalı 3 işçiyi işten çıkardı.
Selanik’teki su şirketi işçileri grevdeler. Binada kalıyorlar ( işverenin tüm yıldırma çabalarına karşın) ve su tedariğiyle ilgili hiçbir aksamanın olmamasını garantilemeye çalışıyorlar. Şirketin özelleştirilmesine ve gizli yolsuzluğa karşılar ve daha fazla insanın istihdam edilmesini istiyorlar.
Yüksek Mahkeme ikinci kez Eleonas’daki alışveriş merkezi inşaatına ret kararı verdi. (970278)

Filistin’deki Savaş

17 Ocak cumartesi Filistin’deki savaş için bir eylem düzenlendi. 969591
Gazze’ye doktor ve gıda maddesi taşıyan Özgür Gazze Hareketi gemisi Arion, İsrailli otoritelerce durdurulmakla tehdit edildi. (969819). Yunan hükümeti (970053) ve ana-akım medya (970281) bu konuyla ilgilenmedi.
Bu arada insanlar, öğrenci sendikaları ve sol organizasyonlar Perşembe günü Amerikan silahlarının Ege Denizi’ndeki özel Astakos limanından İsrail’e transferini önlemek için bir eylem düzenlediler.(970041)

Ana-akim Medya Raporları

Ana-akım medya Alexis Grigoropoulos’un ölüm nedeni olarak resmi balistik raporunu yayımladı. Buna gore kurşun önce yaya kaldırımının kenarında bariyer işlevi gören ve Alexis’in yanında duran mermer bir topa çarptı ve daha sonra onun bedenine doğru sekti. Yorumcular (969787) bunun polisin gençlere doğru ateş ettiğini kanıtladığını söylüyorlar.
Ana-akım medya’ya göre “Devrimci Mücadele” adlı sözümona “terörist organizasyon” (polisin süphelerine göre) Atina’daki 3 polis memurunun öldürülmesi için bir bildiri yayınladı ve birçok polisin yaralanmasına neden oldu.

kaynak: http://www.occupiedlondon.org/blog/2009/01/14/wrap-up-of-the-situation-in-greece-uk-solidarity-events-and-occupied-london4-coming-up/

17 Ocak 2009 Cumartesi

Sanal E-dergi'den

Sanal E-derginin bu sayısının dosya konusu Yunanistan İsyanı

Yeni Yüzyılın İlk Büyük İsyanını Selamlıyoruz! Dosya: Yunanistan İsyanı
*
Yunanistan'a ve Gelecek Başkaldırılara
*
UYANIN!! Elinizde Aristo'dan Daha Güzel Bir Şişe Var... - SchNEWS
*
Yunan Ateşi: Karışıklıktan Sosyal İsyana-Ortak Dönüşüm
*
Bir İsyan Nasıl Örgütlenir?
YUNANİSTANLI ANARŞİSTLERLE RÖPORTAJ
*
ESE (Yunanistan)dan özgürlükçü bir sosyalistle söyleşi

Yazılara şu adresten ulaşabilirsiniz
http://www.sanalteori.net/index.php/ocak2009

Şu adresteki linkten dergiyi pdf olarak indirebilirsiniz
http://www.sanalteori.net/images/stories/Sanal2.pdf

Özellikle anarşistlerle yapılan röportaj oldukça çarpıcı bilgiledirici ve içerden türkce kaynak bulmanın zor olduğu bu günlerde oldukça aydınlatıcı

14 Ocak 2009 Çarşamba

İzmir - Selanik'le Telekonferans Baglantisi

16 Ocak 2009, Cuma Saat: 19.00

Söylesi - Selanik'le Telekonferans Baglantisi

Konu: Yunanistan Isyani

Adres:

Izmir Sosyal Ekoloji ve Karsilikli Yardimlasma Dernegi

Kibris Sehitleri Caddesi

Muzaffer Izgü Sokagi

242/1 Kat:1 (Giris 2. Kordon'dan)

Alsancak/Izmir

www.alakasizlar.org www.cayircimen.org

iletisim@alakasizlar.org

13 Ocak 2009 Salı

ABD nin, Yunanisyan dan İsrail e silah gönderme planı iptal edildi

#40, 14:39 ABD nin, Yunanisyan dan İsrail e silah gönderme planı iptal edildi

Yunanistan ana akım medyası tarafından yunanistan dan İsraile cephane nakli planının iptal edildiği bildirildi. Iptal edilmenin sebebi ise çok net değil, uluslararası medya kuruluşları kararın Pentagon tarafından Ashdod limanının Gazze Şeridine yakınlığı gerekçesiyle alındığını bildirmesine rağmen, yunanistan anaakım medyası farklı bir gerekçe sunuyor: Yunanistan hükümeti tarafından iptalin yapıldığı belirtiliyor. In.gr haber sitesinde yeralan metnin tercümesi:

Ta Nea (haberler) gazetesinin yazdığı gibi, Pazartesi günü, Atina ile Washington arasında saatler süren telefon görüşmeleri sonunda Amerikan deniz kuvvetleri daha ileri gitmeden, halka gelişmeleri bildirmiştir.

Bu karar Astakos limanının açığında 235 yüklü konteynır taşıyan bir ABD deniz kuvvetleri gemisi bulunmasına rağmen alındı.

Yunanistan hükümeti ve dışişleri bakanlığı bu açıklamanın yapılacağından habersiz olduğundan dolayı, İsraile cephane göndermenin ağır maliyetini göze alamayarak bu nakliyatın iptalini istedi.

10 ocak Cumartesi günü Filistin halk kurtuluş cephesi bir açıklama yaparak, yunanistan hareketini, yunanistan halkını ve uluslararası güçleri yunanistan ın Astakos limanından İsrail e yapılacak olan silah nakliyatını engellemeye çağırmıştı. Çağrının tam metni için: (read the full callout here). Bu çağrının yapılmasını takip eden iki gün boyunca ülke genelinde onlarca grup oluşarak 15 ocak günü Astakos limanı girişinin bloke edilmesi için gösteri organize edildi.

Bu çağrıların bir gün ardından yükleme iptal edildi! Küçük ama belirleyici bir zafer…

Gaze deki kardeşlerimize yoldaşça selamlar.

Çev:do an
Kaynak www.occupiedlondon.org/blog

12 Ocak 2009 Pazartesi

Yunanistan'dan Gazze'yle dayanışma eylemi çağrısı


Yunanistan'da devrimciler Gazze’deki kardeşlerine yardım etmek için örgütleniyor.


Ana akım medya Yunanistan’daki özel Astakos limanına yanaşacak olan amerikan deniz kuvvetleri gemisinin İsrail’e götürülmek üzere 3000 ton silah ve cephane taşıdığı haberlerini veriyor. Yükleme tarihleri çok net olmasa da ocak ayının 15- 25 ve 31 inde bu yüklemelerin yapılacağı söyleniyor.
Dün (10-01) Filistin halk kurtuluş cephesi bir açıklama yaparak “Yunanistan hareketlerinin, Yunanistan halkının ve herkesin Astakos limanından İsrail’e yapılacak olan silah yüklemesini engellenmesi” çağrısında bulundu. Çağrının tam metni için: (read the full callout here).Bu çağrının bir gün ardından gruplar ve bireyler organize olmuşlardı bile ve Astakos limanının kapatılması için anti otoroter birlik (anti-authoritarian movement) uluslararası savaşkarşıtı birlik (anti-war internationalist movement) ve Astakos birliği olarak örgütlendiler ve 15 ocakta Astakos buluşması adında bir eylem çağrısında bulundular.

kaynak: http://www.occupiedlondon.org/blog/2009/01/12/39the-revolted-of-greece-organise-to-aid-our-brothers-and-sisters-in-gaza/

11 Ocak 2009 Pazar

2 Video: Faşistlerin polisle işbirliği ve Selanik'teki üniversiteden çatışma görüntüleri

http://www.occupiedlondon.org/blog/2009/01/11/0812-fascists-co-operating-with-the-cops-evidence/

10 Ocak 2009 Cumartesi

Video: Yunanistan'da çatışmalar sürüyor

http://www.megatv.com/summaries.asp?catid=14539&subid=2&tag=11465&pubid=1232735

Video

9 Ocak eyleminden bir video
http://www.tvxs.gr/v2972

Yunanistan'da hareketlilik sürüyor.


Güncelleme 5.01 , Petras'tan iki gösteri haberi gelmekte, gösterilere 2,000 kişinin katıldığı bildiriliyor. Gösterilerden biri sağcı milisler tarafından öldürülen Nikos Temponeras'in öğretmenlik yağmış olduğu okulun önünde.
Selanik'teki gösterilerde göstericiler Ana Poli polis merkezine saldırdılar, polis gözyaşartıcı gaz kullanarak cevap verdi. 1,500 den fazla kişinin katıldığı gösteriler, göstericilerin tiyatro okulu ve merkez üniversitesi kampüsüne doğru geri çekilmesiyle son buldu.

Atina, 9.1 - Atina'daki göstericilerden biri polisin arkasından yaklaşıp kafasına vurduğu sopa yüzünden yaralandı. Gösterici tedavisinin ardından hastaneden çıkarken gözaltına alındı. fotoğraf:UK IMC

kaynak: http://www.occupiedlondon.org/blog/2009/01/09/38-1538-massive-athens-demo-ends-people-retreat-in-the-university-air-gun-found-by-demonstrators-patras-demo-set-to-start/

Atina: Polis eyleme saldırdı.

9.01.2009

Polis güçlerinin eylemcilere, gazetecilere, avukatlara vahşice saldırısı. Yaklaşık 20.000 kişinin katıldığı Atina’daki eyleme vahşice saldırıldı.

Bugün öğleden sonra Atina’da yeni yıldan bu yana liselilerin ve üniversitelilerin düzenlediği ilk eylem sırasında hukuki yardım sağlamaya çalışan 15 avukat görevlerinden alıkonuldu ve gözaltına alındı.
En az iki gazeteci yaralandı. Daha fazla sayıda olan diğerlerinin işlerini yapmaları engellendi ve gözaltına alındılar.
Yaralıları hastaneye götürmek isteyen hastane personeli bile polis tarafından saldırıya uğradı ve yaralandı.
Hastaneden çıkan iki yaralı, polisin yeniden saldırması sonucu bir kez daha yaralandılar.
Şu sıralar Gazeteciler Birliği, Öğretmen Sendikası ve Avukatlar Derneği temsilcileri bir çok eylemciyle birlikte, gözaltına alınanların getirileceği polis merkezi GADA’nın önünde toplanıyorlar.

Kaynak: http://de.indymedia.org (http://athens.indymedia.org/)

9 Ocak 2009 Cuma

Atina'dan Yeni Haberler

16:28 Şimdiye kadar en az 60 gözaltı oldu. Polis Hukuk Fakültesi'ni ve (propylea) Politeknik'i cevirdi, kitlesel gözaltılar yapilmakta. Ana akım medya Atina sokaklarında gorevli 8,000 polis olduğunu bildiriyor. Bu polislere kitlesel gözaltı emri verildiği de bildiriliyor.

9 Ocak 2009 Cuma

Bugüne kitlesel bir eylem çağrısı yapılmıştı.
Haberleri aşağıda

Yunanistan 9 Ocak Gösterilerine Hazırlanıyor

Atinada eylem alanında havalı silah bulundu.

Video

Atina'da Göstericiler Eylem Alanında Göstericiler Silah Buldu!

15:38 Kitlesel Atina eylemi sona erdi; insanlar üniversiteye gitmekte; göstericiler alanda havalı silah buldular; petras eylemi başlamak üzere

Bugun Atina'da yapılan gösteri oldukça kalabalıktı.10,000 kişi sokaklardaydı. Polisler her yerde korku havası estirmekteydi; her yere yerleşmişlerdi. Anarşist blok yaklaşık 2,000 kişiydi. Eylem yerinde göstericiler gazeteye sarılmış bir havalı silah bularak polisi suçüstü yakaladılar -bu başka bir provokasyon girişimi olabilir.15:29 da ilk gözyaşartıcı gaz silahları kullanıldı ve göstericiler üniversiteye doğru çekiliyorlar. (propylea)
Patras gösterisi saat 6 da başlayacak, bildirmeye devam edeceğiz...

kaynak: http://www.occupiedlondon.org/blog/

Bu Tarih Bizim Değil Ama Bu İsyan Bizim

Devrimleri, sosyal patlamaları ve benzeri ayaklanmaları bir araya getiren gerçeğin ekonomik ve sosyal olduğu kadar, psikolojik faktörleri var. Yunanistandaki kalkışmayı, (isyan) toplumsal, sosyal dürtülerin isyanı olarak açıklamak oldukca zordur. ilerde Yunanistanda ki isyanla ilgili binlerce sayfa yazı yazılacaktır. Bu gün bile, birçokları 68 gençlik hareketini Yunanistan'da ki isyanla kıyaslamakta, teorik çözümlemeler yapmaktadır, ancak bunun yanıtını tarih verecektir ya da hangisinin daha belirleyici olduğunu...

08' in son çeyreğinde, bütün dünyanın gündemine şu ya da bu şekilde oturan, neo- liberal politakların iflası sonucu oluşan ekonomik krizin, henüz ne olup ne olmadığı anlaşılmamışken Yunanistan Hükümetini, işleyişini dumura uğratan sokak gösterileri, karanlığa karşı yakılan, kücücük birer ışık oldu. Bu isyan,sessizliği kırma noktasında, bir çoğumuzun umudu oldu "Neden" diye sorduğumuzda, geldiğimiz ülkenin Türkiye denilen bölümünde, onca ölüme, gözyaşına rağmen sesizliğin devam etmesidir bu örnekleri elbette çoğaltmak mümkündür.

Yunanistan'da ki isyanı ya da sosyal patlamayı ayrıcalıklı kılan özgün durumun elbette hâli hazırda yaşanan ekonomik krizle de bağlantısı var. Bunun yanında, dünyayı yöneten egemenlerinin, dünyanın birçok yerinde çeşitle sebeplerle neden oldukları krizler de bu süreci tamalayan etmenlerdir.

Atina'da ki "isyan" 6 Aralık 2008 Cumartesi gece saat 22,00 de 15 yaşındaki Alexandros Grigoropoulos'un, polis tarafından vurulmasıyla mı başladı?

Sokakları ateşe veren, isyanı körükleyen tek bir kurşun muydu?

Yoksa başta KKE (Yunanistan Komünist Partisi) nin de dediği gibi "yüzleri kukuletalı isyancıların provokasyonu" muydu?

Soruları çoğaltmak mümkün, ancak bunun bize katkısının olacağını düşünmek, gerçeğin anlaşılamasını zorlaştırır, durumu karmaşık sorular yumağına dönüştürür.


İsyana açılan her pencerenin , politik yapıların bakış açısına göre değiştiği gerceğini de bir kenara not almakta fayda var. Bu yüzden yazıyı kaleme alırken, asıl kaygımız, yanlış anlamalara ve anlam kaymalarına engel olmak, her pencereden kısa kısada olsa bakabilmek.

Yunanistan, Marksist sol çeverelerin "ikili bakış açısı" diye dillendirdiği düşünce sistematiğini açalım kısaca; İlk olarak Yunan solunun "isyan"ı iki farklı cepheden değerlendirdiğini belirtelim.

Birinci grupta, isyana en başından beri karşı çıkan, KKE'inin (yunanistan komünist partisi) tavrı var. ikinci grup; Siriza ve Sinaspizmoz'un (radikal sol kaulisyon) ve diğer solun isyandan yana olan tavrı. Bu gruplar eylemlere başından itibaren hemen her boyutta katılarak, zaman zamanda önderlik yaparak, sürecin daha kolay gelişip, anlaşılır olmasını sağlamışlardır. Yunanistan komünist partisinin (KKE) soldan hem söylem hemde pratik olarak ayrılmasının nedeni, 'isyanı' pratik olarak doğru bulmamasından dolayı, 'isyandan' politik ve ideolojik olarak da ayrı durması sonucu, KKE'nin pratik olarak da daha çok sağ çizgiye kayması, hatta yer ye faşizan tutum içine giriyor olması sonucu zaman zamanda Pasok'tan daha geride bir çizgiye savrulamasına sebep oldu. Bu özeliği KKE'nin bastan ayrı bir kategoriye girmesine neden oldu. Ücüncü grup olan, şüpesiz en başından itibaren Yunan Hükümeti mekanizmasını dumura uğratıp, işlemez hale getiren anarşistlerdir

Anarşistlerin, isyanın başlamasında ki etkisi, belirleyici olmakla birlikte, isyanı Anarşizmin ruhuna uygun tutum içinde, genel seyrine bırakmaları, önderlikten çok, pratikte eylemlerin itici gücü olmaya çalışmaları, anarşistlerin kendilerini politik olarak öne çıkarmak gibi bir çaba içine girmemeleri , sığ ve kısır tartışmalardan uzak durmaları isyanın yayılmasına yardımcı oldu. Tartışmalarda, zaman zaman eylemlerin bitirilip bitirilmemesi de gündem maddesi oldu. Diğer akım ise, "apolitik" diye tabir edilen daha çok üniversite menzunu gençlerin ve futbol taraftarlarının olduğu gruptur.

" 700 euroluk kuşak" ında isyanda yer alması buna bir örnek olarak verilebilir. (okulu bitirip iş hayatına atılan gençlerin, aldıkları maaş nedeniyle kendilerine böyle denmektedir) İlk günden itibaren, isyanın içinde onlar da aktif olarak yer aldılar. Bu grup, politik olarak anarşistlere yakın olmasına rağmen, tamamen bağımsızdır.

"Özgür Avrupanız Yerin dibine batsın!", "Atina'da polis, 15 yaşında bir anarşisti öldürdü!" "Ey iktidar sevicileri; güce tapanlar, seçim sandıklarındaki oylarıyla iktidarın tuğlaları olanlar! Doğayı, insanları katletmeye; türleri yok etmeye, daha ne kadar devam edebileceksiniz ya da seyirciliğiniz ne kadar devam edecek? Bu ölümü hissedebiliyor musunuz?'' diye soruyorlardı isyancılar. Bardağı taşıran son damlaydı bu. Ekim ortalarında çıkması beklenen çatışmalar, solun da etkisiyle Aralık ayının ilk günlerine ertelenmişti. Yunan polisi, daha bir ay önce yabancılar polis merkezi önünde ki gösteride Pakistan kökenli bir mülteciyi öldürmüş, ancak buna anarşistlerin dışında kimse tepki vermemiş - hatta olayı yatıştırma görevini de bir nevi Sol üstlenmişti. Düzenlenen cenaze töreninde atılan slogan :"Ne bekliyorsunuz? mutlaka bir Yunanlı'mı öldürülmeli?"ydi. Talihe bakın ki bir ay sonra, atılan slogan ete kemiğe bürünmüştü... Ekim ayının son günlerinde gerçekleşen bu olay sonrasında, anarşistlerin işgal kararının Diktio tarafından indymedya iletisim sitesinde yayınlanmasıyla eylemin gerçekleşmeşi engellenmişti. Gece yarısı eylemin iptal edilmesi, görece olarak sonun başlangıcını hızlandırdı.


Elbette bir çok politik çevrenin bakış açısı farklı. Anarşist hareketin öncülüğünde başlayan sosyal patlama, KKE yayın organında devleti göreve çağırırken, "güvenlik görevlileri görevini yerine yetirmeye muktedir değilse, KKE gerekeni yapacaktır", derken isyancılara göz dağı veriyordu. İşin ilginç yanı KKE'nin, hedef olan bankalar ve uluslar-arası büyük şirketleri koruma ve kollama görevini üstlenmek istemesi, kendi yayın organlarında TV ' sinde (Kanal 902) isyancıları "kukuletalı çapulcular" olarak tanımlayıp sunması, eylemin esprisi olarak anılmasına sebep oldu.

Bir çok ülkede, Yunan isyancılara destek eylemleri yapıldı. İsyan baş döndürücü şekilde gelişirken, İsyancılar kendilerine verilen uluslar-arası desteğin hakkını vermeye çalıştı isyan Her şeye bir şekilde yanıt olarak; binlerce insanı çok kısa zamanda toparladı. Su bir kez bendini aşmıştı. Sokak sokak toplanan isyancı gruba, polisin Ekserhia meydanında müdahale etmesi Yunanistan'da hayatı durduracak kıvılcımı çakmasına sebep olmuştu. Politeknik Üniversitesi'nde kısa süren bir toplantının ardından , Atina şehir merkezi savaşa alanında dönmüştü, polis karakollarına, bankalara ve uluslar arası şirketlere yönelik saldırılar sabahın erken saatlerine kadar sürdü. Sabah saatlerinde isyan Selanik'e Yannena, Iraklio, hania, Komotini, Midilini, Xanthi, Serres, Sparta, Aleksandrapolis ve Volos'a sıçramıştı. İsyan, bunu başlatan anarşistlerin bile beklemediği düzeye gelmişti. Artık kontorlü kaybeden, kaybedecekti. Ertesi gün Avrupa'dan da destek eylemleri gelince, Hükümet neye uğradığını şaşırmış ve gardının düşmesi ile de konrolü kaybetmişti. Polisin göz yaşartıcı gazla saldırması, eylemleri durdurması beklenirken, aksine eylemlerin yayılmasına neden oldu. Aynı gece ve ertesi gün, eylemciler üç üniversite binasını işgal etmişti. Yürüyüşler, gösteriler, eylemler, isyanlar bütün Yunanistan'ı sarmıştı. Ortaokullu, liseli çocuklar bile eylemlere katılıyor okulları işgal ediyor, bankalara ve polis karakollarına taşlı, molotof kokteylli saldırılar düzenliyordu. İşçiler ise sendika binalarını işgal ederek, isyana destek veriyorlardı. Daha önce belirlenen genel grev de hayata geçince, isyan farklı boyutlara ulaştı.


Yunan Hükümeti İsyancıların ; "bu tarih bizim değil, ama bu isyan bizim" derken, gösterdiği kararlılık karşısında ürktü. Seyirlik sirke dönen ülkeyi, sokakları sakinleştirmek için, İçişleri bakanı, (eylemlerin basladigi sabah) özür dileyip istifa etti. (başbakan istifayı kabul etmiyordu). Yunan Hükümeti, medya da dahil, isyanın bir biçimde temposunun düşeceğini, hatta tamemen bitmesini bekliyordu. Beklenen olmadı, isyan aksine sosyal patlamaya dönüştü. Artık on üç, on dört yaşındaki çocuklar bile polis karakollarına taşlı, molotoflu saldırlar düzenliyordu. "Hepimiz Alex'iz bizide vurun" sloganları eşliğinde Atina merkezinde, ana caddeler üzerindeki bankalara, alışveriş merkezleri, uluslararası şirketlere saldırıyorlardı. Sokak çatışmalarına alışık olan Yunanistan halkı, daha önceden belirlenmiş genel grevi isyanla birleştirmişti. İçişleri bakanı, bir kez daha medyanın karşısına çıkıp istifa kararını açıklamış olmasına rağmen istifası kabul görmüyordu.

İktidar partisi, Yununistan'da tartışılması bile yasak olan bir konuyla, durumu kurtarma telaşı içinde, isyancılara karşı orduyu göreve çağırma tehditiyle durumu kurtarmaya çalışırken Avrupa'nın büyük devletleri, isyanın kendi ülkelerine sıçramasından korkuyordu. Fransız gazetesi Liberation "Fransa Yunanistan olur mu" sorusunu manşetine taşımıştı. İsyanda, korkan Avrupa, süreci endişeyle izlerken Türkiye de ise Anarşistler İstanbul Yunan konsolosluğu önünde gösteri yapıp Yunanistan hükümetini protesto ediyordu.

Burada kısa bir parantez açmakda fayda var;

Mustafa Kükçe Ümraniye'de gözaltına alındı, cezaevine sevkinin ardından kaldırıldığı hastanede öldü. (14 Haziran 2007)
Nijerya'lı göçmen Festus Okey, Beyoğlu Polis Merkezi'nde silahla öldürüldü. (20 Ağustos 2007)
İstanbul Yenibosna'da Yürüyüş Dergisini dağıtan Ferhat Gerçek, polis tarafından sırtından vuruldu.(7 Ekim 2007)
İstanbul Avcılar'da bira içtiği gerekçesiyle tartışma açan polis tarafından Feyzullah Ete göğsüne atılan tekme sonucunda öldü. (21 Kasım 2007)
İzmir'de Dur İhtarına Uymadığı gerekçesiyle ateş açılan jipin sürücüsü Baran Tursun, başına isabet eden kurşun sonucu öldü. ( 24 Kasım 2007)
Adapazarı'nda bir hırsızlık ihbarı üzerine İ. T'ye ateş açılması sonucunda şahıs ağır yaralandı.(5 Ocak 2008)
Adana'da Murat Kurtaran adlı kişi banka soygunun ardından öldürüldü. (17 Ocak 2008)
Mimar Hüseyin Turgut, Yalova'da park yeri yüzünden cıkan tartışmada öldürüldü. ( 26 Ocak 2008)
16 yaşında Yahya Menekşe protesto gösterileri esnasında panzerin altında kalarak öldü.
Van'da Nevroz Gösterileri sırasında Zeki Erik göğsüne isabet eden kurşun sonucunda öldü. (15 Şubat 2008)
Yüksekova'da Nevroz Kutlamaları sırasında İkbal Yaşar öldü. 2'si ağır 25 kişi yaralandı.( 23 Temmuz 2008)
Motosikleti parka çekilen Orhan Oflaz öldürüldü, polis memuruna bıçak çektiği söylendi. (10 Temmuz)
Kırıkkale Mülteci Kampı sakinlerinden bir kişi protesto sırasında öldürüldü.(11 Haziran 2008)
Kadıköy'de çocuk yurdunda kalan 18 yaşında ki Yasin Kırbaş sırtından vurularak felç oldu. ( 18 Haziran 2008)
İstanbul Bahçelievler'deCem İnci kendi kendine söylenirken polise küfür ettiği zannedildi ve öldürüldü. ( 6 Ağustos 2008)
Sivas'ta dur İhtarına uymadığı gerekçesiyle arabasına ateş açılan Turan Özdemir Öldürüldü.
Bursa'da hırsızlık ihbarında dur ihtarına uymadığı gerekçesiyle arabasına ateş açılan Turan Özdemir öldürüldü. ( 25 Ağustos 2008)
Yürüyüş Dergisi dağıtan Engin Ceber gözaltına alındıktan sonra karakolda ve cezaevinde işkence görerek yaşamını yitirdi. (10 Ekim 2008)
İstanbul Bağcılar'da gözaltına alınan Ahmet Laçin, karakoldan çıktıktan sonra hayatını kaybetti. Polis zanlının çatıdan düştüğünü söyledi. (12 Ekim 2008)
Antalya'da dur ihtarına uymadığı söylenen Çağdaş Gemik motosikleti üzerinde vurularak hayatını kaybetti. ( 27 Ekim 2008)
Zonguldak'ta akli dengesi bozuk olan Erdal Keloğlu, karakola gitmek istemediği icin dövülerek öldürüldü ( 25 Kasım 2008) Türkiye de ki eylemler elbette Egenin karşı yakasında sevinçle karşılanmıştı, ancak yukarda ki nedenlerden dolayi Yunanlı anarşistlerin, Türkiyeli anarşistlere yönelik eleştirileri de vardı. Bir yıl içinde Türkiye ve Kürdistan sınırları içinde, birçok insan Türk polisi ve askeri tarafından öldürülmüştü, ancak yaratılan bu mağduriyetlerle ilgili, Türkiye'li anarşistlerin yeterli eylemler düzenlememiş olması eleştirilerin belirleyici noktası oldu.


Yunanistan'da günlük politikaların belirlenmesinde Eksarhia ve Sindağma'nın öne çıkması ve belirleyici olması artık tartışılmıyor bile. Sindağma Yunan Hükümetinin neo-libreral /kapitalist politikalarını belirlenmesinde merkez olurken, son dönemle birlikte Eksarhia, daha çok Anarşist ve sol politikaların belirlendiği, dünyaya politik açılımların yapıldığı bir merkez konumuna geldi. Artık efendilerin sözünün çokça geçtiği bir yer olmamasının yarattığı durumdan doğan rahatsızlık kapitalist Yunan Hükümetinin rahatını kaçırmış durumda.


Kronoloji

6 aralık: Anarşist Alexandros Grigoropoulos, polis tarafından vuruldu. Alexandros Grigoropoulos'un vurulmasından çok kısa bir süre sonra eylemler başladı.

7 aralik : Atina'da göstericilerin Polis Karakollarına ve Bankalara saldırıları sabahın erken saatlerine kadar sürdü. Polis, göstericilere göz yaşartıcı gazla saldırıdı. Üç üniversite binası; Ekonomi, Hukuk,Panteon işgal edildi. Sabah saatlerinde Selanik'te, büyük bir eylem gerçekleştirildi, Egnatia caddesindeki eylem sırasında 2 polis karakoluna, bazı bankalara saldırıldı ve kimileri yakıldı. Öğlen saatlerinde eylemler Yanneha, Irakli, Chania, Komotini, Mitilini, Xanthi, Serres, Sparta, Aleksandrapolis ve Volos'a sıçradı İç İşleri Bakanını Prokopis Pavlopoulos, sabah saatlerinde kamaraların karşısına geçip, olayla ilgili özür dileyip istifasını açıkladı. Ancak başbakan istifa kararını onaylamadı.

8 aralik: 15.000 kişinin katıldığı bir birleşik eylemle başladı. Gösteriler sırasında birçok banka, süper market, devlet binası, lüks oteller tahrip edildi ya da ateşe verildi. Atina'nın alışveriş caddelerinin nerdeyse tamamı yıkıldı. 3 üniversite ( Politeknik, Hukuk, ASOEE-Ekonomi ) işgal altında ve geri çekilme üsleri olarak kullanıldı. Polisin kulandığı gaz bombası sonucu nefes almak nerdeyse imkansız olunca, genel sağlık konseyi alarma geçti. Çatışmalara binlerce insan katıldı. Aynı gün Bakanlar Kurulu toplandı 'kriz masası kurulduğunu, polisin örnek bir cezaya çarptırılacağını'açıkladı. Bu açıklama isyanı durdurmak yerine isyanın daha genişlemesine neden oldu. isyana Ioannina, Petra, Selanik, Larissa ve Kreta'da katıldı. Hedef neredeyse yalnızca polis binaları, bankalar ve uluslarararısı şirketler oldu.

10 aralik: Genel grev dışında isyana Ioannina, Petra, Selanik, Larissa ve Kreta'da katıldı. Hedef neredeyse yalnızca polis binaları, bankalar ve uluslarararısı şirketler.

11 aralik: Atinada 3000 kişi işgalcilerinin çağrısına uyarak gösteri için sokaklardaydı. Polis ilk kez doğrudan çatışma içinde yer almadı. Selanik Tiyatro Okulu işgalcilerinin çağrısını yaptığı gösteri, lise öğrencilerinin katılımı ile beklenenden daha büyük oldu. Anarşistlerle, lise öğrencilerinin ilk buluşması olan bu eylem gününde Gümülcine'de ki üniversite kampüsünde polisle yer yer catışmların sürdüğü, İskeçe kentinden gelen öğrencilerde katıldı. Gösteriye demir çubuklar ve bıçaklarla takip eden faşistler, siviller yer yer öğrencilere saldırıdılar.

12 aralik:Gösteriler sırasında Alexandros Grigoropoulos'u vuran polisin avukatının bürosu saldırıya uğradı. Lise ve orta okul öğrencileri karakollara taşlı saldırılar düzenledi. Polis Atina'daki Korai Caddesi'nde ki gösteriye saldırarak, en az dört öğrenciyi gözaltına aldı. Gözaltına alınanlardan birisi 13 yaşında bir kızdı; olaya tepki gösteren gazeteciler de polis tarafından ağır biçimde dövüldü. Lise öğrencileri ülke genelinde ve Atina mahallelerinde yeni gösteriler de gerçekleştirdiler. Hükümetin saldırıları devam etti. Kayıt-dışı plaka taşıyan sivil polislere ait bir otomobil Atina-Ilioupolis'teki lisenin önünde iki öğrencinin üzerine sürüldü, iki ögrenci yaralandı Parlemento önünde kı gösteri sonrası öğrenciler işgal altındaki üniversitelere geri çekilindi. Hukuk fakültesinin dışında ki polise ait bir jip yakıldı. Hukuk fakültesi çevresinde ki polis, Taş ve molotof yağmuruna tutuldu Atina'daki öğrenci gösterisi Liseli çocukların "Bizi de vurun!" sloganı ile parlementoya doğru yürüşe geçti. Polis göz-yaşartıcı gazla liseli gençlere saldırdı. Liseli gençler "KATİLLER!" hepimiz alexis sloganları ile karşılık verdi. Atina Ekonomi ve İşletme Fakültesi'ne, üzerinde "Cougias" (katilin avukatı), "git kendini sektir" yazan bir pankart astılar. Patras'tan çatışma haberleri geliyor anarşist, solcu) "parartima" işgalcileri kent merkezindeki bankalara saldırdı. 25 polis karakolu lise öğrencilerinin kuşatması altında. Petroupoli karakolu yedi saat boyunca kuşatıldı. ön-cephesi molotof kokteylleriyle tümüyle yakıldı. Anarşistler ana-akım radyo istasyonu Flash FM'i işgal ederek, yarım saati aşan bir süre kendi mesajlarını yayımladılar.
Anarşistler Atina'daki Agios Dimitrios belediye binasını işgal edip geçici komiteler kurdular. Belediye binası halk tarafından işgal edildi. Yayımladıkları bildiride "Alexis, umarız senin kanın dökülen son masumun kanı olur". "Kaosa katkıda bulunmak için gel!".

13 aralik: Hukuk, İktisat ve Politeknik'te işgaller devam etti. Genel toplantılara 300-500 kişi katıldı. Yunanistan genelinde 300 okulda işgaller devam etti. Ayrıca Agyos Dimitrios Belediyesi de işgal edildi ve 'halk meclisi' çağrısı yapıldı. Salı günü saat 12'de bütün öğrencilerin katılacağı bir yürüyüş çağrısı yapıldı. Devletin kolluk kuvetleri, faşistlerle birlikte anarşistlere, öğrencilere ve göçmenlere yönelik saldırılarını tırmandırıyor. Akşam saatlerinde 5 Filistinli bir de Polonyalı tutuklanıp Koridallos Cezaevi'ne götürüldü. Tutuklananlar, polisle çatışma ve yağmaya katıldıkları gerekçesiyle yargılanacaklar. Gözaltına alınanların yüzde 50'si göçmen ve Arap ülkelerinden göçen 25 kişi antiterör yasasına muhalefetten hakim karşısına çıkarılacaklar.
14-15 aralik: Lise öğrencileri, polis karakollarının önünde toplandı, mahkemelerin önünde dayanışma gösterisi yaptı. Chalandride ki işgalevine silahlı, faşist saldırı yapıldı. Lise öğrencileri Alexandras Bulvarındaki polis karakoluna saldırdı. Solcu/anarşist gruplar saldırıyı protesto gösterisi düzenledi. Solcu/anarşistler şu ana kadar her türlü geleneksel siyasal eylem biçimini aşmış bulunuyorlar. Atina'daki adliye binası önünde gözaltına alınanlarla bir dayanışma gösterisi yapıldı; Pazartesi sabahının erken saatlerinde, tanınmış bir yerel faşist/mayfa grup, Atina'daki işgal altında bulunan Chalandri belediye binasını işgal edenleri tehdit etti. Binadaki insanlar, silahlı tehditi karşısında, işgale cevre halkı testek verdi. Polis helikopteri Atina üzerinde dokuz gündür aralıksız dolaşıyor. Atina'nın eğlence bölgesinde gösteri; onlarca gözaltı; Politeknik çevresinde erken saatlere kadar süren sokak-çatışmaları; Syntagma meydanındaki oturma eylemine polis gözyaşartıcı gazla müdahele etti. Pazar, 14 Aralık 2008 04.20 am. Alexandros'un katledildiği yerden başlayan kendiliğinden bir gösteri Gazi ve Psiri bölgelerine (yani Atina'nın temel eğlence mahallelerine) yöneldi. Eksarhia'ya geri dönüşte, Omonia meydanında, göstericiler saldırıya uğradı ve en az 25 kişi gözaltına alındı. Gözaltına alınanların büyük çoğunluğu 18 yaşın altında! Bu arada, Atina Politeknik kampüsünü çevreleyen bölgelerde polis ve göstericiler arasında çok yoğun çatışmalar var. Polis arabalarına ve polise onlarca molotof atıldı.polis gaz bombalarının kalmadığını, telsizinden yardım çağrıları yapıyor. Syntagma meydanında blogcular tarafından çağrısı yapılan barışçıl bir gösteriye, 1.30 sıralarında polisin göz-yaşartıcı gazla saldırdı.
aynı saatlerde "Atina, Panormou caddesinde bankalara saldırı düzenlendi. Bir para taşıma aracı içindeki paralarla yakıldı. "Eksarhia sakinleri polisi mahallelerinden kovdu" Ülkede 700 lise, öğrencileri tarafından işgal edildi. Eksarhia polis karakolu yaklaşık 100 kişinin saldırısına uğradı. Alexandros katledilmesinden bir hafta sonrasına denk düşen gecede Eksarhia mahallesinin dört bir yanında barikatlar var. Çatışmalar aralıksız devam ediyor

16 aralik: Salı günü bir başka anarko-ulaşım eylemi daha gerçekletirildi. Eylemciler, bu eylemlerle, kalıcı olarak "üretim-dolaşım-tüketim" döngüsünü bozmayı hedefliyorlar ve oldukça başarılı oldular. Eylemciler Atina Metrosunun Victoria Durağında, "Kendi kendilerini organize eden yolcular, bilet ve kontrolcülerinin sonunu getirecekler" biçiminde saloganlar eşliğinde metroları işgal ettiler. Ayrıca Atinadaki Zografou polis merkezine de eylemciler sabah erken saatlerde müdahale ettiler. Polisi karakolunu ve birkaç arabasını yaktılar.
Devlet televizyonu NET çok kısa bir süre için ele geçirildi. Öğrenciler kısa bir süre ellerinde " İZLEMEYİ KESİN – HERKES SOKAĞA " yazan bir pankartı açtılar. Eksarhialılar, yaptıkları gösteride polisin mahallerinden gitmesini istediler.Anti-polis eylemlerinin diğer mahallelerde de olacağı duyumlarını aldık. Brahmani, Sepolia, Petralona, Nea Ironia ve Dafni."Devletler öldürür. Sessizliğin onları silahlandırır".Göstericiler Agios Dimitros Belediyesini işgal ettiler.

17 aralik Bürokratlar, işgal edilmiş olan işçi konfederasyonuna saldırdılar. Saldırı başarılı olmadı. Saldırı sırasında polisi minibüsü daha yakıldı, İsyan Patras'ta Devlet televizyonunu işgal eden kişiler, hükümetin iftira niteliğindeki sözlerine. Ayrıca bir polis minibüsü daha yakıldı Atina'da. Patrasta, polisin avukatı Pampeloponisiako futbol sahasında bir basın açıklaması düzenleyecekti. Yaklaşık 500 kişi sahanın dışında toplanıp; Çöp teneklerini ateşe verdiler ve barikatlar kurdular.Polis, gaz bombalarıyla saldırdı.

18 aralik: Yunanistan'ın başkenti biber gazı dumanının altında boğuluyor. 5000 kadar eylemci polisile parlamentonun önünde çatışıyor.solcu ve anarşistler selanik'in Stavroupoli bölgesinde bir süpermarkete girdiler. Çıkmadan önce pazar arabalarını yiyeceklerle doldurdup, gelip geçenlere dağıttılar. Dağılmadan önce de hayat pahalılığını protesto eden bildiriler dağıtıp sloganlar attılar. Atina'daki öğrenci yürüyüşüne polis biber gazıyla saldırdı. Polisler yeni model daha güçlü bir gaz kullanıyorlar. Bir para transfer arabası yakıldı.

19 aralik:Bir TV istasyonu daha işgal edildi, Atina ve Selanik'te yeni eylemler, Uluslararası Eylem Günü'nün son hazırlıkları Chania'daki "Kydon TV", medyanın isyanı örtbas eden yalanlarını açığa çıkarmak için bugün işgal edildi. Son birkaç günde onlarca TV ve radyo istasyonu işgali gerçekleşti. Propylea Atina'da devlet baskısına karşı büyük bir konser başlamak üzere. Egaleo (Atina), Sintagma ve Selanik'te eylemler planlanıyor.

20.21.22 aralik: Politeknik işgaline yakın zamanda müdahele olasılığı tartışılıyor.
Politeknik'in rektör yardımcısı tarafından işgalcilere, binanıın artık üniversite yönteminin sorumluluğunda olmadığını ve kontrolün başsavcıya devredildiğini, duyurdu. 98 fm Anarşist radyo, üniversitenin korumalarına binayı terketmelerinin, söylendiğini duyurdu. Politeknik'te, binayı terktmenin gerekli olup olmadığı tartışılırken. Rektör yardımcısının olacağını iddia ettiği şey, devletin kendi kanunlarına göre %100 illegaldir. Üniversiteye polis operasyonu düzenlenmek üzere olduğu iddia edilmekte. Hatta, polisin üniversite yönetiminden izinsiz olarak bir üniversiteye düzenlediği de ilk operasyon olacak. "Giritli saldırıları" olağanüstü başlığı altında olaylara dikkat çeken Yunan basını: , "Iraklion, Crete'de, iki banka ve bir otogaleriye saldırı düzenlendi. Polis, sabah saat 3 sıralarında saldırganların Pancreaten Cooperative Bank Şubesine molotof kokteyli attıklarını belirtti. Şube, ardından gelen yangın ile yıkıldı. Saldırılarda yaralanan olmadı.

23. 24 aralik: Bir grup lise öğrencisi eğitim bakanlığının önünde tatilden önce son olması kararlaştırılan bir miting düzenledi. 15 yaşında bir gencin öldürülmesi üzerine protestolara devam edip etmeyeceklerine Ocak ayının başında karar vermesi beklenen öğrenciler, yaklaşık 700 okul ve üniversitenin işgaline devam edeceklerini ileri sürdü. Eğitim bakanlığı yalnızca 100 okulun işgal edildiğini iddia ediyor. * Atina'da 3000'den fazla protestocu "Polisler, Domuzlar, Katiller" diye slogan atarak yürüdü. Daha erken saatlerde, bir isyan polisi otobüsüne ateş edildi. Yetkililer otobüsteki 19 memurdan yaralanan olmadığını, fakat saldırının polise karşı şiddeti tırmandırabileceği yönünde endişeler oluştuğunu söyledi. Polis otobüsün Atina'da bir üniversite kampüsünden geçerken saldırıya uığradığını söyledi. Yetkililer 7 adet 7.62 milimetrelik kovan topladıklarını belirtti.
Salı günkü yürüyüş şehir merkezindeki birçok dükkanın kapalı kalmasına neden oldu. Bir grup genç bir polis arabasını devirdi. Miting sona ermeden önce protestocular polis şapkası giyen kağıttan yapılma bir domuz modelini ateşe verdiler. Çarşamba günü şehrin ana alışveriş bölgesinde bir protesto daha yapılması planlanıyor. GSEE adını almış olan işgal komitesi tarafından, kadın tutuklularla dayanışma eylemi çağrısı yapıldı. Ekonomi bilimleri üniversitesinde dün halk anarşistleri topluluğunun aldığı karara göre, üniversite işgal eden kişiler eylemi hep beraber ve güvenlik içinde binayı boşaltmaya elverişli bir an
olarak kullanacaklar. Hukuk ve Politeknik işgalleri sürüyor.

25.

aralik: "Giritli saldırıları" olağanüstü başlığı altında olaylara dikkat çeken Yunan basını: , "Dün erken saatlerde Iraklion, Crete'de, iki banka ve bir otogaleriye saldırı düzenlendi. Polis, sabah saat 3 sıralarında saldırganların Pancreaten Cooperative Bank Şubesine molotof kokteyli attıklarını belirtti. Şube, ardından gelen yangın ile yıkıldı. Saldırılarda yaralanan olmadı.
26.

Macin ilk yarisi sonuclandi.. devami 9 ocakta..

Kaynak: Anarşist iletişim

Yunanistan 9 Ocak Gösterilerine Hazırlanıyor

Cevabımızı 9 ocakta sokaklarda vereceğiz: 9 ocak gösterilerine hazırlanırken

Son haftalarda olduğu gibi bir kere daha Yunanistan’da benzersiz günler yaşanıyor. Polisin yaralanması(en azından şüpheli diyelim) olayının ardından devlet ve medya Alexandros’ un öldürülmesinden beri ilk defa yan yana saf tutuyorlar bizlere karşı. Bunun ötesinde halk devrimini korku ile kuşatmayı ve izole etmeyi deneyen bir prosedür de işliyor: Büyük şehirlerde ev baskınları devam ediyor, Eksarhia’da bir polisin vurulmasının ardından bir gecede 75 insan kafe ve barlara yapılan baskınlar ile gözaltına alındı.
Hareketimiz halk hareketi ve başından beri halka açık bir hareket ve açık olmaya da devam ediyor –burada insanlar basın histerisine yarın Atina, Petras ve Selanik sokaklarında cevap vermemiz gerektiğini düşünüyorlar. Atina Politeknik’te şu anda anarşist bir toplantı sürmekte bu konuda.
Atina, Petras ve selanik gösterilerinden gelişmeler blogda yayımlanacaktır.

kaynak:http://www.occupiedlondon.org/blog/

6 Ocak 2009 Salı

Devriye gezen polisin vurulmasını devlet mi planladı?

Devriye gezen polisin vurulmasını devlet mi planladı?
5 OCAK 2009 PAZARTESİ
Atina indymedia'da devriye gezen bir polisin Atina’nın Eksarhia semtinde vurulmasının ardından yayımlanan bir yazının tercümesidir. Bu metin geniş anarşist ve antagonist eylemcilerin düşüncelerini yansıttığı için önemlidir: Yunanistan hükümeti sahneye en eski ve en kirli oyuncularını sürüyor gibi görünmekte, bir kez daha saldırmakta. Şanslıyız çünkü hareketimiz en önemli hazinelerden birine sahip: toplumsal hafıza. Amerika’da cointelpro, italya’da baskı, ve buralardaysa yanlız silahlı adam ateşi. Nereden değil nereye ateş edildiği önemli, her grup savunmaya geçti. Unutmayacağız, affetmeyeceğiz ve küçümsenemeyiz…
5 ocak 2009 tarihinde gece 3'te, Atina’nın Eksarhia semtinde Kültür bakanlığı önünde nöbet tutan polislere ateş açıldı. 20'den fazla kurşun kovanı ve bir el bombasının bulunduğu söyleniyor. Bir polis yaralandı, göğsünden vurulan polisin, kurşunun cep telefonuna çarparak yavaşlaması sayesinde kurtulduğu söyleniyor.
İlk akla gelen hareketimize katılan hiç bir grubun, en ileri şehir gerillası taktiklerini benimsese bile (fiilen polis işgalinde olan)Eksarhia bölgesinde böyle bir eylem gerçekleştiremeyeceği oldu. Bu yüzden, büyük medyanın, politikacıların ve takpçilerinin, polisin acilen harekete geçmesi yönünde bir atmosfer yaratması tesadüfi değildir. Tabii ki böyle bir olasılığı tesadüfi karşılayamayız özellikle de bir kaç gün once (polis aracına ateş açılması -ç.n) Zografou'da üniversite kampüsünde meydana gelen olay yüzünden. Devlet iki dudağı arasındaki medya aracılığıyla kamuoyunu polise karşı girişilecek bu tarz ‘eylem’lere karşı hazırlamıştı. Saldırı yerinin kendisi de (Eksarhia Kültür bakanlığının önü) reçeteyi önümüze sunmakta: bu kadar sıkı gözetlenen bir yerde olması saldırganların doğrudan devletle ilişkili olduğunu gösteriyor.
Hiç şüphe etmeden bu kişilerin kendilerinden birini vurduklarını söyleyebiliriz –şu konuda yeniden düşünmeye gerek yok: Hayat onlara hiç bir şey ifade etmiyor. Eylemleri gösteriyor ki amaçları Alexis Grigoropoulos’un soğukkanlılıkla vurulmasına karşı oluşan tepkilere gösterilen sempatiyi yok etmek. Ayrıca şüphesiz ki her türlü direnişi ezmek ve sokaklara korku yaymak istiyorlar. Şu andaki koşullarda hiç bir silahlı devrimci örgütün seçmeyeceği Eksarhia’nın seçimi, toplumun aklında bütün gerekli bağlantıları oluşturuyor. Bu, polislerin ve hakimlerin her türlü şiddet hareketini meşru kılıyor. Bu kriz ve işsizlik ortamında tam da ihtiyaç duydukları buydu. Şimdiden 75 tutuklama yapıldı, Eksarhia’da yaşayanlara ve oradan geçenlere karşı saldırılar başladı, ev baskınları haberleri de geliyor –nasıl da denk geldi. Garip günler gelmekte, devlet kontrolünü kaybetmişti ve şimdi büyük bir şiddetle – ki şiddet tekeli devlette- geri dönmekte. Orantısız bir güç kullanılıyor, taş ve moloflara karşı tonlarca kimyasal gaz, mermiler (plastik ve normal), askeri eğitim almış tam teçhizatlı birlikler tarafından vahşice saldırıldı.
Hükümetin sağa dönüşünün (şimdiye kadar sağda idi, tutucu özünü aşırı sağa çekti ve baskı taktiklerini yoğunlaştırdı ve sertleştirdi) durdurulmasının ve geri çevrilmesinin tek yolu devlet baskısına karşı aynı anda birçok gösteri düzenlenmesidir. Cevaplar sokakta çatışmalar, kitlesel barikatlarla verilebilir sadece. Politik olarak insanlara kendi kendilerinin efendileri olduğunun anlatılması ve onların politik partilerin baskılarına karşı örgütlenmesi gerekiyor. Devlete ve kepitalizme karşı örgütlenerek mücadele etmeye ikna edilmeliler. Eylemlerimizi abartmadan yine de geleceğe inancımızla öz örgütlü toplantılarda fikirlerimizi paylaşarak ve birbirimize eylemler önererek aşağıdan örgütlenerek insanları görünür kılmalı ve geleceği birlikte adım adım kurmalıyız, tıpkı aralık devriminde yaptığımız gibi.
Başka şansımız yok –aksi takdirde teker teker ezecekler bizleri.
Bir kere daha ispat ettiler vicdansız olduklarını.


kaynak : http://www.occupiedlondon.org/blog/2009/01/05/was-the-riot-cop-shooting-orchestrated-by-the-state/

2 Ocak 2009 Cuma

Dünya Devrim Manifestosu

Dünya Devrim Manifestosu

(Çevirmenin notu: aşağıdaki manifestonun yunanca versiyonu ülkede pek çok web sitesinde ve bloğun mesaj kutusunda mevcut. Metindeki bütün kısımlara katılmasam da özellikle beğendiğim şey üç hafta önce bu tip çağrılar ve düşünceler önemsenmez ve gerçekçi gelmezken birden her şey mümkün görünmeye başladı. 2008 in sonuna bile gelmeden böyle bir dünya devrim çağrı metnini çevireceğimi düşünmezdim ve yine Atina’nın en önemli alışveriş caddesi olan Ermou Caddesi’nin alev alev yanacağını düşünemezdim bile. Şimdi harekete geçmek için düşünme, plan yapma zamanı!)

Dünya Gezegeni

27 Aralık 2008, Cumartesi

1. İçinde yaşadığımız şirketçi devlet yapısı



Gezegenimiz şirketlerin kuşatması altında. Şirketlerin sahipleri (nevrotik, suça yatkın azınlık) parasal kaynaklarını maksimuma yükseltmek, kendi arzularını beslemek, otorite sahibi olmak, Dünya Gezegenini denilen postmodern endüstriyel ürününe sahip olmak için devleti araç olarak kullanıyorlar.

Hiç şüphe yok ki devlet bankaların kontrolü altında (tam tersi değil!),şu sıralar pasifçe gözlemlediğimiz gibi, devlet kapitalizminin doğuş yerinde maskeler düşmüş durumda: Birleşik devletler hükümeti şirketçi rejimin paniklemiş davranışlarını destekliyor ve ordusunu ‘yaklaşan bir krizin neden olabileceği bir sosyal kargaşa’ ya hazırlıyor.

Ayrıca, devletler bireyleri bölünmüş ve yararsız bir devletin içinde tutuyorlar, böylece insanlığın bariz düşmanına karşı ayaklanmak yerine birbirleriyle yarışıyorlar. Otorite sahipleri bireylere birbirlerinin/yanındakilerin farklılıklarını öğretiyor, onlara millet, cinsiyet, başarı, tüketim, sağlık, güzellik ve akıl sağlığı gibi “değerleri” aşılıyorlar. Bu evrensel düzeyde görülebilen ve bilinen davranışlara neden oluyor: milliyetçilik, ırkçılık, tüketicilik, cinsiyetçilik, fiziksel güç ayrımcılığı (ableism), yaş ayrımcılığı ve fiziksel görünüş ayrımcılığı.

Eğer polis gücü yararına olmasaydı, devletler bireyleri bu tip belirleyicilerle işaretlemeyeceklerdi, her çeşit Tıbbi Rejim, Eğitim Rejimi, Müessese Medyası, Dinler ve Bürokrasi.


İnsan evladı, biricik bir heterojen kimlikler olmaya başladığından beri hiper-vurgulu egosuyla insanlığı bitirdi. Proleter ve Müslüman, saygıdeğer bir ev hanımı ve lezbiyen, öğrenci ve bezgin, cinsiyetçi ve komünist, başarılı/yükselme hırsıyla dolu bir genç ve çevreyle ilgili meselelere duyarlı, kadın ve milliyetçi. Binlerce minik parçaya ayrılmış hali onu bastırılmış sınıf kimliğine zorlayanın kim olduğunu görmesini engelliyor. Daha önemlisi, aynı hal kendisinin daha kolektif olduğunu anlamasını engelliyor, evrensel neo-proleter gibi: gezegendeki bütün insanların günlük olayları karanlık ve sıkıntı içinde deneyimlemelerinden engellenmelere ve gönülsüz ölüme kadar. Bu tip bir proleter, sadece adet üzeri üstün gelir.

Bu bolca önceden tasarlanmış kimlikler, gezegendeki bütün toplumlarda ‘kültürel savaş’ durumuna yol açıyor (ayrıca uluslararası), kimlerin rejim lehinde yarış içinde oldukları gezegende. Ayrıca, bu durum saygıdeğer vatandaşların daha sıkı güvenlik önemlerini talep etmelerine de neden oluyor.

Şirketçi Burjuva Demokrasisinin diktatörlüğü gücüne karşı her türlü direnişi bastırıyor: direnişin sosyal esaslarını ölüm kokuları saçan politik partiler, ticaret birlikleri ve diğer politik oluşumlar içine hapsediyor. Hiç duraksamıyor, sadece sıklıkla özgürlükçü hareketleri bastırmak ve özgür irade hakkını reddetmek için gezegenin bölümlerini ‘demokratikleştiriyor’. (Irak’taki AB, Filistin’deki İsrail, Makedonya’daki Yunanistan)

Dünyanın doğal dengesini yok etmekte, bütün eko sistemi imha etmekte, doğayı başlaştırmakta ve bedenlerimizi yemeklerin niteliğiyle bozmakta sakınca görmüyor. Hepsi ilerleme, bilim ve medeniyet adına.

Bütün bu otoriter modellerin karışımı içinde zamanla medeni dünya bizi, insanların eskiden sahip olmadan (ironik bir biçimde) daha iyi şartlarda yaşadıkları bir yaşam kalitesine sahip olduğumuza ikna ettiler.

Tıbbi Rejimin nimetleri artan nüfus ve ortalama yaşam standartlarıyla basitçe ücretli kölelerin sayısını artırıyor ve aynı zamanda bu ücretli kölelerin yaşam standartlarını mutlak asgari seviyede tutuyor.

Şehirdeki yaşam insanları hayatın deneyimlerinden, doğanın fenomeninden gözlemleme ve öğrenme deneyiminden uzaklaştırıyor, fiziksel alan deneyimini yok ediyor ve bunları eskiden sıradan olan deneyimlerken (fiziksel işçilik, dışarıda hayatta kalma gibi.) sonradan kırılgan deneyimlere dönüştürüyor.

B.Dünya Devrimi medeniyete karşı olmalı

-Dünya iletişim ağındaki organizasyonumuzun katalizörü: bütün küskünleri ve başkaldıranları kendi seslerini yükseltmeleri için çağırıyoruz, ister makalelerini karşı-bilgilendirici medyaya yollayarak, ister kendi bloglarını oluşturarak, kolektif tartışma ortamları yaratarak, kapitalist web sitelerini çökerterek.

-Kendi çalışma ortamlarını kendileri organize etmeleri, kendi sistemlerini üretmeleri, konsensüs güvencesi altında, üretim mekânlarını ele geçirmek ve yatay bir sistem üretmeleri için bütün işçileri çağırıyoruz.

- Kendi binalarını ele geçirmeleri, bütün parti yardakçılarını kovmaları, teori ve pratiği kendi hayal güçlerine, tabiatlarına ve düşüncelerine göre yeniden oluşturmaları için bütün lise ve üniversite öğrencilerini çağırıyoruz.

- Bir araya gelmeleri, ilaç şirketlerinin ilaçlarını reddetmeleri, beyinlerimizi hırpalayan medeniyeti yok etmeye yarayacak fikirler üretmeleri için bütün Klinik Depresyonun yükü altında yaşayanları çağırıyoruz.

-Kurumlar onları yersiz yurtsuz insanlar haline getirdiği için onları yabancılaştıran medeniyeti yok etmeleri ve öfkelerini birleştirmeleri için bütün göçmenleri çağırıyoruz.

-Bilim Rejiminden istifa etmeleri, özgürce kolektif bir halde nasıl zararsız ve tükenmez enerji (güneş, rüzgâr ve jeotermal enerji gibi) üretilebileceğinin yolunu bulmaları için bütün bilim insanlarını çağırıyoruz.

-Kendilerine ait her şeyi mümkün olan maksimum düzeyde, üretim düzeyinde kamulaştırmak ve sabote etmek için devrimin olabileceğini unutan herkesi çağırıyoruz. Başarabiliriz ve buna değer!

-Burjuva yaratıları içinde hayal güçlerini harcamaktan vazgeçmeleri, mücadelemize katılmaları, hayal güçlerini Dünya Devrimini şekillendirmeye harcamaları için bütün burjuva sanatçıları çağırıyoruz.

- Üretimlerini kolektifleştirmeleri, kapital için aşırı tüketime son vermeleri, insan dostu üretim tekniklerini ve tarım sayesinde özgürce yaşamayı öğretmeleri için bütün çiftçileri ve zirai üreticileri çağırıyoruz.

-Et üretimine derhal el konulmalı ve bütün hayvanlar özgür bırakılmalı! Et üretimi cinayettir!

Özgürleşme hareketini ve çok önemli olan yandaş-bilgilendirmelere devam ettirmeleri için bütün anarşistleri, komünistleri ve özgürlükçüleri çağırıyoruz.

Üretim sürecini sabote etmek ya da kendimize göre tekrar oluşturmak, bağımsız yiyecek üretimi oluşturmak, var olan kaynaklara el koymak, şehirlerde bağımsız mekânlar oluşturmak ve bağımsız enerji biçimleri planlamak, tarihi geçmiş paraları karşılık olarak verebiliriz. Özgürlüğün sıcak rüzgârı gibi yayılacak değişik biçimlerde ve çokça anarşist kültür ürünü, yandaş-bilgilendirici iletişim ağları yaratabiliriz.

Devletlerin bize yönelik her türlü saldırısı isyanımızla karşılaşacak, fakirliğin, depresyonun, mahrum edilmenin isyanı. Zamanı avuçlarımız arasına alacağız!

Atina’nın aralık ayının isyanına dünyadaki devrimcilere esin olmaları için izin verin!

Dünya insanları, birleşin!

Anarşi ve özgürlükçü komünizm için!

Özgürlük için!

Sınırsızlık için!

Çok yaşa Dünya Devrimi!