22 Aralık 2008 Pazartesi

Bu tarih bizim değil ama bu isyan bizim

Bu isyanın başladığı günden bu yana üniversitelerde, liselerde,
mahallelerde, sokaklarda yoldaşlarımız afişler, yazılamalar,
stickerlarla karşı kıyıdaki yoldaşlarımızın isyanını ve yüreklerimizde
taşıdığımız dünyanın an ve an gelişen süreçlerini aktardılar.
Aldığımız maillerde Yunanyada ki anarşistlerle dayanışmak için Yunan
kapitalizminin simgesi bazı bankaların tahrip edildiğini de öğrendik.
Hemen yanı başımızda yükselen anarşist ses yaşadığımız coğrafyada da
yankılanacaktı . Derin bir nefes almış, bizim yüzyılımızın asıl şimdi
başladığını hissediyorduk.

Atina Politeknik Meclisi'nin 12 Aralık'ta aldığı ve duyurduğu küresel
ölçekte direniş eylemleri yapma çağrısı üzerine hazırlıklara giriştik.

Bu hafta başında bazı gruplar çağrıdan haberdar olduklarını, çağrıya
destek olmak istediklerini ve yapılacak eylemde bizle birlikte
olabileceklerini aktardılar. Ankara Anarşi İnisiyatifi'nin eylem
kurgusuna destek veren Dtcf Toplumsal Cinsiyet Karşıtı Platform,
kendi ortak pankartlarını hazırladı.

Liseliler, tüm kız ve erkek kardeşleri için, Alexis için 'seken
kurşun'larla katledilmenin yansılandığı bir sokak oyunu hazırladı.

20 Aralık cumartesi günü Yunanistan Büyükelçiliği'nin önündeydik.

Eylem alanına giderken iki tane belediye otobüsünü doldurduk.
Otobüslerden birinin şoförü her durakta sivil polislerce uyarıldı,
tehdit edildi. Otobüs güzergâhını değiştirdi. Ama gidişimizin
engellenmesine, Büyükelçilik ve Çankaya Köşkü önlerinde alınan
polisiye önlemlerin en abartılısına dahi hazırdık. Devlet sabotajını
atlatmak için iki durak daha erken inerek daha uzun bir yürüyüş
başlattık. Tam da beklediğimiz gibi yürüyüşün sonunda elçiliğe
yaklaştığımızda kapitalizmin bekçilerinin de panzerler ve otobüslerle
yerlerini aldıklarını gördük. " BÜTÜN DEVLETLER KATİLDİR ΟΛA TA KATH
EINAI ΔΟΛΟΦΟΝΟΙ " yazılı pankartımız ve bayraklarımızla bir süre
diğer otobüsteki arkadaşlarımızın gelmesini bekledikten sonra
elçiliğin önüne doğru yürüyüşe geçtik. Polis sık sık anarşistlerin
"bir takım" hazırlıklar içerisinde olduklarını belirterek elçiliğe
doğru yürüyüşü engellemeye çalıştı. Elçiliğe yaklaşarak basın
açıklamamızı sloganlar eşliğinde okuduk. Atılan sloganlar;

" Alexis'in bedeni, İsyanın alevi; Uğur'un bedeni, İsyanın alevi;
Engin'in bedeni; İsyan'ın alevi; Dilek'in bedeni, İsyanın alevi "

" Kurtuluş Yok Tek Başına Ya Hep Beraber Ya Hiç Birimiz "

" Atina'da Düşene Dövüşene Bin Selam "

" İsyan Devrim Anarşi "

" Devlet Yaparsa Katliam Yapar "

" Bütün Devletler Katildir "

" Atina İsyan; Selanik İsyan, Komotini İsyan, Patras İsyan,
Aleksandropoli İsyan, Girit İsyan, Kıbrıs İsyan, İstanbul İsyan,
Ankara İsyan; Her Yer İsyan, Her Yer Anarşi "

Basın açıklamasının ardından liseliler hazırladıkları sokak oyununu
sergilediler. "Bütün devletler katildir; İsyaaaaan diyerek
bitirdikleri oyunlarının ardından anarşistler " size binlerce yıllık
öfkeyi ve öldürdüğünüz bütün kardeşlerimizin kanlarını getirdik"
diyerek elçiliğe içi kırmızı boya dolu ampulleri fırlattılar. Bu arada
öldürülmüş kardeşlerimizin kanını temsil eden kırmızı boyadan polis de
nasibini aldı.

Sık sık gerginliği yükselttiğimiz eylemde kapitalizmin bekçileri
müdahale etmekten geri durdular. Eylemimiz basın açıklamasının
ardından Kızılay'a doğru yaklaşık yarım saatlik bir yürüyüşle devam
etti. Çevik kuvvetin eşlik ettiği bu yürüyüş boyunca meraklı birçok
insanın sorularıyla karşılaştık. Elçiliğin önünden geldiğimizi ve
yaşamlarımızın devlete ve katillerine değil bize ait olduğunu, bu
yürüyüşü devletin öldürdüğü her insan için sürdürdüğümüzü, o gün
dünyanın her yerinde sokakların Yunanistan'da polis tarafından
öldürülen kardeşimiz Alexis için eylemler yapıldığını anlatınca
insanların da desteğini topladık.

Yüksel Caddesi'ne geldiğimizde, İnsan Hakları Anıtı önünde Yunanistan
Büyükelçiliği önünde yapılan eylemi ve etkinliği anlatarak kalan son
boyalı ampulü de buradaki çevik kuvvet polislerine fırlatarak eylemi
sonlandırdık.

Gün boyunca 70 kişi olan anarşistler 20 Aralık Küresel Direniş Günü'nü
dünyanın bütün sokaklarında olduğu gibi Ankara'dan da selamladılar.

Affetmek ya da unutmak mı?

Hiçbir zaman…


Yaşasın Devrim Yaşasın Anarşi



Ankara Anarşi İnisiyatifi
________________________________________




Politeknik'te Sakin Gece

Politeknik'te sakin gece, bugün dayanışma konseri var

Pazartesi, 22 Aralık 2008

#33Güncelleme, 23.59 Politeknik gayet sakin - Buranın olabileceği kadar sakin. Görünürde hiç polis yok. Hoparlörlerde bangır bangır "Guns of Bringston" çalıyor

09:19: Politeknik'te gece sakindi. Anaakım medyanın bildirdiğine göre,
kampüsteki akademik himaye askıya alındı bile - ki bu, baskın yapma
kararının artık tümüyle polise kaldığı anlamına geliyor. Polis ve
ordunun üniversite topraklarına girmesini engelleyen yasa son
zamanlara kadar, sadece üniversite senatosunun açık bir kararıyla
askıya alınabiliyordu. Ancak yapılan bir kanun değişikliğiyle,
üniversite topraklarında ağır bir suç gerçekleşmesi durumunda, bir
başsavcı da 48 saat içerisinde [akademik himeyenin] askıya alınması
emrini verebiliyor. Polisle son çatışmaların Cumartesi gecesi
gerçekleştiği (ki üzerlerine molotof atılmıştı: ağır bir suç)
düşünüldüğünde, karar verirlerse bu akşama kadar üniversiteye baskın
yapma girişiminde bulunabilirler.

İşgal meclisince alınan karar siyasi anlamda bütünüyle doğru; buradaki
kritik nokta, polisin değil binayı işgal eden insanların ne zaman
ayrılacaklarına karar vermesi.

Bu arada, işgal altındaki GSEE (sendika) binası, işgal meclisince
alınan bir karar sonrasında dün GSEE'ye geri verildi.

Daha fazlası az sonra.

Kaynak: http://www.occupiedlondon.org/blog/

Çeviri: Ainfos Türkçe